|
mahonick ÜyePuan: 1768.5 | Gönderilme Tarihi: 13 Kasım 2009 19:22:07
TEMİZ SU
Dünyanın hidrolik çevriminin temel prensibi, suyun kapalı bir sistem olması ve önemli yeni bir su girişi olmamasıdır. Dünyanın 2/3'ti su ile kaplıdır ve bu suyun %96,8'i okyanuslardaki tuzlu su ve ancak %3,2'si taze ve tatlı sulardır. Bu taze suyun yaklaşık %75'i buzullarda donmuş olarak ve %24,4'ü yer altı suyu olarak bulunmaktadır. Nehirler, göller ve atmosferdeki su, toplam suyun ancak %0,02'sini oluşturur.
Dolayısıyla İdare etmek zorunda olduğumuz su, yeryüzündeki kullanılabilir suyun % 1’inden bile azdır. Dünya nüfusunun hızla arttığını göz önüne alırsak, bu doğanın en değerli kaynağını giderek daha dikkatli kullanmak gereği kendiliğinden ortaya çıkar.
Temiz su kaynakları göller, dereler, ırmaklar, barajlar, çatılardan vs. toplanan yağmur sularıdır. Yer altı su kaynakları ise kuyular, derin kuyular, artezyenler ve pınarlardır. Şekil 1.1.'de yağmur çevrimi ve çeşitli su kaynakları şematik olarak gösterilmiştir.
Şekil 1.1 Çeşitli Su Kaynakları
Suyun kullanımında yeniden kullanmak, geri döndürmek ve yeni ortaya çıkarmak büyük önem kazanmıştır. Burada "yeni ortaya çıkarmak" içilemez karakterdeki su kaynaklarını içilebilir hale getirmek olarak tanımlanabilir.
Bu işlem aynı zamanda üretim tesislerindeki atık suyun yönetmelikler icabı temizlenmesini de kapsar “Geri döndürmek” kanalizasyona giden suyu geri kazanmak ve temizleyerek yeniden kullanıma sunmaktır. “Yeniden Kullanmak” ise geri döndürülen suyun diğer yapı sistemlerinde veya sulamada kullanımıdır.
Yeni Ortaya Çıkarmak
Suyun yeni ortaya çıkartılması üç ana kategoride toplanır. Bunlar a) Tuzsuzlaştırma,
Tuzdan arındırmada binde 40'dan fazla tuz içeren deniz suyu veya binde 2 ile 29 arasında tuz içeren tuzlu sudan binde 1 oranının altında tuz içeren su elde etmek söz konusudur.
b) Atık suların yeniden kazanılması
c) Yerüstü ve yer altı sularının ortaya çıkarılmasıdır.
Bu tür faaliyetler genellikle belediyeler veya bölgesel organizasyonlar tarafından gerçekleştirilir.
Dünya yıllık tahmin edilen yağış miktarı 40,7 milyar m3 değerindedir. Bu yağış ve su homojen olarak dağılmaz. Yağışların büyük kısmı dağlara, tropikal bölgelere veya ekvatora düşer. Dünya yağış dağılımı Tablo 1.1 'de verilmiştir.
Kıta Toplam Yağmur Yüzdesi
Kuzey Amerika %17.0
Güney Amerika %25.5
Avrupa %5.7
Afrika %10.3
Avustralya %4.9
Ön Asya %10.8
Asya %25.7
Tablo 1.1 Dünya Yağış Dağılımı
Tablodan görülebileceği gibi Asya ve Afrika gibi bazı bölgeler nüfusları ile orantılı olarak yağış almamaktadır. Bu bölgelerde artan nüfusu besleyecek su kaynaklarına ihtiyaç vardır. Bu amaçla, sığ ve derin yer altı sularına yönelmek gerekmektedir. Ancak bu problem sadece Asya ve Afrika için değil, dünyada pek çok bölge için hatta A.B.D. için de geçerlidir.
Yer altı suyu atmosferik basınçta veya daha üzerinde bir basınç altında depolanmış vaziyettedir. Depolanmış yer altı suyunun miktarı dünya toplam temiz suyunun yaklaşık yüzde 0,78'i mertebesindedir. (1016 m3) A.B.D.'de kullanılan suyun yaklaşık yüzde 25'i yer altı sularından karşılanmaktadır.
Yer altı ve yerüstü kaynaklarından elde edilen suda gerekli arıtma, suyun kalitesine ve içindeki kirleticilerin durumuna göre değişmektedir. Sudaki kirleticiler arasında ağır metaller, trikloretilenler, nitratlar, radyoaktif maddeler, zehirler, ziraaî ilaçlar, trihalometanlar ve diğer organik maddeler bulunur. Tablo 1.2'de A.B.D.'de içme suyu standart değerleri verilmiştir.
Su İçindeki Kirleticiler Önerilen Seviye
Alüminyum 0,05 - 0,2 mg/L
Klorit 250 mg/L
Renk 15 renk birimi
Bakır 1 mg/L
Korozovite Korozif olmayan
Florür 2,0 mg/L
Küçük yapıcılar 0,5 mg/L
Demir 0,3 mg/L
Manganez 0,05 mg/L
Koku kokusuz
Gümüş 0,1 MG/1
Sülfat 250 mg/L
Toplam çözünmemiş katılar 500 mg/L
Çinko 5 mg/L
Tablo 1.2 A.B.D.'de İçme Suyu Standart Değerleri.
Arıtma opsiyonları çok geniştir. En çok bilinen yöntemler özetle şöyle sıralanabilir:
* Klorlama ve ozonlama: Patojenik veya patojenik olmayan organizmaların kontrolü için,
* Berraklaştırma : Erimeyen asılı maddelerden suyun temizlenmesi için,
* Aktif Karbon : Çözünmüş haldeki organiklerden; renk, tat veya koku verici bileşiklerden suyu temizlemek için kullanılır.
* Yüzdürücüler : Daha etkili su filtrelemesi için partiküllerin birbirine yapışmasını temin ederler.
* Mekanik filtrasyon : Asılı katı parçaları tutar.Bu filtreler gravite, yavaş ve hızlı kum filtrelerini içerirler.
* Havalandırma : Karbondioksit, hidrojen sülfit ve diğer tat ve koku veren bileşikleri ve uçucu organik bileşikleri uzaklaştırır.
* Yumuşatma : Sertlik veren maddeleri uzaklaştırır.
* Kimyasal şartlandırma: Asit seviyesini ayarlar
Bu temel işlemlerin ötesinde bir çok belediye ters osmoz sistemlerini kullanmaktadır. Böylece trikloretilen zehirlileri, nitratları ve radyoaktif kirleticileri tutmak mümkün olabilmektedir.
2.1.2. Geri Döndürme
İdeal olarak bir mühendisin amacı; minimum taze su beslemesi ile insan ürünü atık suların sürekli olarak geri döndürüldüğü bir kapalı sistem oluşturmaktır. Şüphesiz bunu gerçekleştirmek için nüfusun toprak' yoğunluğuna göre düşük olması gereklidir. Ancak bu durumda doğal biyolojik işlemler gelişebilir ve bu ideal kapalı veya yan kapalı sistemler çalışabilir.
Yoğun olarak yaşanılan yerlerde kullanılan suyu geri döndürmek üzere başka yöntemler bulunmalıdır.
Bu yöntemler yarı gri, gri ve siyah suyun geri döndürülmesini içermelidir.
Yarı gri sular: Kondens suları, yağmur suları vs. gibi insan organik atığı içermeyen berrak atık sulardır.
Sadece filtreleme ve ozonlama ile yeniden kullanılabilir.
Gri sular: Lavabo, evye, duş ve diğer kaynaklardan gelen insan organik atığı içermeyen kirli sulardır, Ozonlama, yüzdürme, mekanik filtreleme, havalandırma ile arıtılabilirler.
Gerekirse bazı kimyasallar da kullanılabilir.
Siyah su: Tuvaletlerden gelen, insan atığı içeren pis sudur. İleri Ölçüde arıtma gerektirir.
2.1.3. Yeniden Kullanma
Yeniden kullanım antik çağlardan beri uygulanan bir yöntemdir. Günümüzde teknoloji daha karmaşık geri döndürme ve yeniden kullanma imkanları ortaya koymuştur. En önemli yeniden kullanma kaynaklarından biri yağmur sularıdır. Bir çok yerde bu suların yerüstü havuzlarında veya yer altı depolarında bekletilmesi ve kanal sistemine yavaş yavaş verilmesi gerekmektedir.
Böylece kanalizasyon sistemi ortalama değerlere göre boyutlandırılabilmekte ve yatırım maliyeti düşmektedir. Böyle durumlarda toplanan yağmur suyunun tekrar kullanımı için ilave yatırım çok düşüktür. Eğer depo yapımı şart ise yeniden kullanmak için gerekli ilave yatırım mutlaka değerlendirilmelidir. Yerinde yapılacak arıtmalarla, bu depolama imkanından gri ve hatta siyah suların da yeniden kullanımında yararlanılabilir.
Geri döndürülen suyun yeniden kullanımında şu alanlar düşünülebilir:
Bahçe sulaması: Tarım Alanlarının sulanması A.B.D.’de Toplam Taze su tüketiminin %40’ını oluşturmaktadır. Dolayısı ile burada sağlanacak %5’lik bir tasarruf 90 milyar m3/yıl miktarında taze suya karşılık gelecektir.
Tuvaletlerde kullanılan rezervuar ve yıkama suyu: Bu tip sular için en uygun kullanım alanı denilebilir. Ancak bu sistemin içilebilir sudan tamamen ayrılması veya işaret edilmesi gerekir. Bu amaçla suya boya katılması bile düşünülebilir. Buda günlük su tüketiminde %15-20 oranında tasarruf sağlayabilir.
Soğutma kulelerinde ve mekanik soğutma ekipmanlarında: A.B.D.’de Toplam Taze su tüketiminin yaklaşık %40’ını oluşturmaktadır. Dolayısı ile burada sağlanacak %5’lik bir tasarruf 90 milyar m3/yıl miktarında taze suya karşılık gelecektir.
İÇME SUYUNDA ARANAN ÖZELLİKLER
Su tabiatta saf halde bulunmaz. Zaten saf suyun içimi de hoş değildir. Suyun içinde, elde ediliş tarzına, geçtiği toprak tabakalarının özelliklerine göre çeşitli maddeler bulunur. Suyun kalitesi, onun fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik ve mikroskopik özelliklerine göre değişir.
A — Suyun Fiziksel Özellikleri •. Bunlar başlıca, suyun sıcaklığı, rengi, berraklığı, koku ve lezzetidir.
Sıcaklık : İçme suyunun sıcaklığı 7-12°C arasında olmalı¬dır. Bu sıcaklıktaki suyun içiminin hoş olduğu tespit edilmiştir.
Renk; Suda erimiş yada asılı bulunan koiloidal organik mad¬deler ona bir renk verirler. Su kütlesinin kalınlığı arttıkça bu renk belirli bir şekilde ortaya çıkar. Renkli suyun içiminin hoş olmayışından başka, bunlar çamaşırlarda leke yapacaklarından sakıncalıdırlar. Kağıt, rayon. sellüîöz gibi endüstri bölümlerinde de suyun renksiz olması istenir.
Berraklık .- Asılı maddeler suya bir bulanıklık verir. Asılı maddeler zamanla tesisat araç ve gereçlerinin dibine çöker. Bulanık suyun içimi hoş değildir.
Koku ve lezzet.- Yosun v.b. organizmaların ifrazatı suya fena bir koku verir. Eriyik haldeki kükürtlü hidrojen (H2S), ayrışım halindeki organik maddeler, serbest klor, çeşitli endüstri artıkla¬rı suya fena koku verirler. Suda erimiş halde bulunan oksijen (O2)ve karbondioksit (CO2) gazları suya hoş bir lezzet verirler. Lezzet ve kokunun fenalığı sağlık bakımından tehlikeli ol¬mayabilir. Ancak suyun içimini güçleştirir.
B — Suyun Kimyasal Özellikleri: Suda bulunan bazı kuv¬vetli asitlerin tuzları, topraksı maddelerin tuzları, oksijen (O2), karbon dioksit (CO2), kükürtlü hidrojen (H2S), azot (N) gibi gazlar ona çeşitli özelikler kazandırır. Bunlardan kalsiyum ve magnezyum tuzlarının verdiği özelliğe SERTLİK denir.
Suda bulunan kalsiyum ve magnezyum bikarbonatların [Ca (HCO3)2] [MG (HCO3)2 ] verdiği sertliğe 'geçici sertlik’ (kar¬bonat sertliği) denilir. Bu sertlik suyun kaynatılması ile gideri¬lebilir.
Kalsiyum ve magnezyum sülfatların (CaSO4), (MgSO4) verdiği sertliğe de 'kalıcı sertlik’ (karbonat dışı sertlik) adı ve¬rilir.
Bu iki sertliğin toplamı ise 'Tekmil sertlik' (toplam sertlik) diye adlandırılır.
Sertliğin ölçülmesinde, birim hacımda bulunan kalsiyum karbonat (CaCO3) miktarı esas alınır. Su sertliğini gösteren bi¬rimler mukayeseli olarak çizelge 1.1’ de gösterilmiştir.
Çizelge 1.1
Fransız (FrS°)
100.000 kısım
suda 1 kısım
CaCO3 Amerikan
(AmeS0)
100.000 kısım suda l kısım
CaCO3
Alman(AlS°)
100.00kısıım
suda1kısım
CaCO3
İngiliz (İngS°)
70.000 kısım
suda 1kısım
CaCO3
Fransız So
Amerikan So
Alman So
İngiliz So
1,00
0,10
1,79
1,43
10,00
1.00
17,90
14,30
0,56
0,056
1,00
0,80
0,70
0,070
1,25
1,00
1 Fr So =10 ppm ya da
1 ppm – 0,1 Fr So dir.
Sular sertlik derecelerine göre yumuşak (100 ppm'e kadar), orta sert (100-200 ppm), sert (200-300 ppm) ve çok sert (300 ppm' den yüksek) olmak üzere sınıflandırılırlar.
Sert sular sabun sarfiyatını arttırır, su kullanma yarlerinde ve kumaşlarda lekeler bırakır, cildi sertleştirir. Kazan, su boru¬ları ve mutfak kaplarında kazantaşı (kefekitaşı) adı verilen bir katmanın oluşmasına neden olur. Bu katman boru en kesitlerini daraltır hatta tümüyle kapatır, ısıtma aygıtları sağırlaşır, ısı enerjisi kaybı artar. Ancak su sertliğinin fazla olması doğrudan sağlık açısından bir tehlike yaratmaz.
Yumuşak sular bol köpük yapar, cilt üzerinde hoş bir yağlılık duygusu verir. Öte yandan durulamayı geciktirir, su sarfiyatını arttırır.
Suyun Korozif Ve Taş Yapıcı Özelliği
Su iki ağzı keskin bıçak gibidir: Ya koroziftir (eriticidir) veya taş yapıcıdır.
Suyun pH derecesi, Alkalinite değeri, Sertliği ve suyun kullanım yerindeki sıcaklığı suyun korozif veya taş yapıcı olmasına etkendir.
Suyun bu özelliğini çoğu işletici teorik olarak bilmese de yaşamıştır. Sanayi veya turistik işletmelerde tesisatta veya buhar kazanında oluşan kireç taşından kurtulmak için su yumuşatma cihazı yatırımı yapılır, fakat, bir süre sonra kazanda, su sisteminde veya soğutma suyu sisteminde birçok metal aksamın korozyona uğradığı veya delindiği gözlemlenir.İşletmeciler bu olayı en çok buhar kazanlarında ve soğutma sularında görürler.İşletmeciler suları pH derecesini yükseltmesine rağmen siyah demirden yapılmış borulardaki ve kazan içindeki korozyonu önleyemezler. Tabiatı gereği Su bazı maddelere açtır ve bu maddelere doyasıya kadar eritkendir, yani suyun doyum noktası vardır. Su kimyası ile ilgilenenler “Doymuş Su” veya “Doymamış Su” olarak suyun Kalsiyum Karbonat’a (CaCO3) doyumundan söz ederler. Literatürde “doymuş” kelimesi yerine ithal kelime olan “satüre” ve doyum kelimesi yerine “satürasyon” kelimesine rastlayabilirsiniz.
Laboratuar araçlarının gelişmesinden önce suyun “doymuş” veya “doymamış” olduğunu sapmak için mermer tozu deneyi yapılırdı. Bir su örneği içine az miktarda mermer tozu örneği serpilirdi, kısa bir süre içinde suda bir çökelek oluşup mermer tozları üzerine de bir miktar kireç yapışırsa bu suya “doymuş” su denirdi, eğer mermer tozları suda erirse bu suya “doymamış” su denirdi. Laboratuar ölçü metotları geliştikten sonra pratik bir çizelge yaratıldı.
Su örneğinin analizi laboratuarda yapılıp suyun pH değeri (mg/lt CaCO3 cinsinden) saptandıktan sonra suyun korozif mi yoksa taş yapıcı mı olduğu Çizelgenin yardımı ile anlaşılır.
Burada suyun kullanım noktasındaki sıcaklığı da önemlidir.
Bu çizelge sayesinde suyun özel bir değeri olan “Doyum noktasındaki pH değeri” (Satürasyon pH değeri), yani “pHs” bulunur. Çizelge ile bulunan bu “pHs” değeri suyun normal pH derecesinden yüksekse su eritici (korozif) olur. Suyun pHs değeri normal pH’dan düşükse taş yapıcıdır.
Sİ = pH – pHs “Sİ” hesabı sonucunda Sİ negatif bir değer taşıyorsa su eritici, bu değer pozitifse su taş yapıcıdır.
Bir kuyu suyunu örnek alarak bu suyun hangi şartlarda taş yapıcı ve hangi şartlarda korozif olduğunu inceleyelim. Örneğin, bir işletmedeki kuyu suyunun sertliği 24 Fransız (240 mg/lt CaCO3), pH derecesi 6,8 ise; 23 C0 derecede bu suyun “pHs” değeri 7,3 dür. Bu değerlere göre Sİ-Satürasyon indeksi hesabı yapalım: Sİ = 6,8 – 7,3 = - 0,5 (bu su “eritken”dir) Oysa 24 Fransız sertlik çoğu zaman “taş yapıcı” olarak bilinir. Aynı kimyasal özellikleri olan suyu 60 C0 dereceye ısıttığımızda suyun pHs geğeri 6,5 olur. Bu durumda:
60 C0 sıcaklıkta Sİ = 6,8 – 6,5 = + 0,3 (bu su taş yapıcıdır)
Soğukken Eritken olan suyun ısındığında taş yapıcı özellik kazandığını görüyoruz. Bu örnek, suyun yalnızca sertliğinin ölçülmesi ile ve pH değerine bakarak “Taş yapıcı” veya “Eritici” özelliklerinin anlaşılamayacağını ispat etmektedir.
Yukarıda tarif edilen suyun eritkenlik özelliğini değiştirmek için suya bir miktar pH yükseltici kimyasal koyarak pH derecesi 7,3 üzerindeki bir değere getirilir. Böylece su eritken olmaktan çıkar, ancak bu suyun pH değerini çok yükseltirsek bu su 23 C0 de dahi “taş yapıcı” nitelik kazanır.
Tarif edilen bu kuyu suyu ısıtıldığında taş yapıcı olduğunu yukarıda gördük. Bu suyun buhar kazanında kullanılması ancak sertliğinin alınması ile mümkündür.
SUYUN YUMUŞATILMASI
Suların, kullanma amacına uygun dereceye kadar yumuşatılması için kullanılabi¬lecek başlıca iki yöntem, kireç-soda ve iyon değiştirme yöntem¬leridir
1 - Kireç-Soda Yöntemi: Bilinen en eski yöntem suya kireç katarak sertliğini gider¬mektir. Çok büyük tesislerde, şehir suyunun yumuşatılması gibi maksatlarla oldukça geniş bir kullanma alanı bulan bu yöntem¬de, karbonat sertliğinin giderilmesinde suya kireç sütü
[Ca (OH)2] katılır. Endüstride kullanılacak suyun yumuşatılmasın¬da kireç sütüne ek olarak karbonat dışı sertliği gidermek için de soda (Na2 CO3) kullanılır. Suyun toplam sertliğinin yüksek ol¬duğu durumlarda kireç—soda yöntemi ekonomik olmaktadır.
2 - İyon Değiştirme Yöntemi: Küçük ve orta büyüklükteki tesislerde olduğu kadar büyük tesislerde de yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Suya sert¬lik veren kalsiyum ve magnezyum iyonlarının sodyum yada hid¬rojen iyonları ile yer değiştirmesi ilkesine göre çalışır. Çok sert olmayan ve bulanık olmayan sularda etkinlikle kullanılır. Yumuşatma işlemi sodyum yada hidrojen devresi ile gerçek¬leştirilir. Sodyum devresinde iyon değiştirici olarak sodyum zeolit (Na2Z) kullanılır. Kimyasal reaksiyon şöyledir:
Ca (HCO3)2 + Na2 Z 2Na (HCO3) + Ca Z
Ca SO4 + Na2 Z Na2 SO4 + Ca Z
Ca cl2 + Na2 Z 2Na cl + Ca Z
İyon değiştiricideki sodyum iyonları tümüyle yer değiştirin¬ce reaksiyon durur. Canlandırma (regenerasyon) için tuz (Na cl) kullanılır.
Ca Z + 2 Na cl Na2 Z + Ca cl2
Çift yönlü olan bu reaksiyonu sayısız yinelemek mümkün¬dür. İşletme giderleri sadece, tuz, yıkama suyu ve işçilikten iba¬rettir.
Buna karşılık hidrojen devresinde, hidrojen zeolit (H2 Z) kullanılır. Yumuşatma işleminde kimyasal reaksiyon,
Ca (H Co3)2 + H2 Z 2 H2 CO3 + Ca Z
Ca SO4 + H2 Z H2 SO4 + Ca Z
Ca Cl2 + H2 Z 2 H cl + Ca Z
şeklindedir. Reaksiyon sonucunda asit oluştuğu görülmektedir. Canlandırma devresinde ise hidroklorik asit yada sülfürik asit kullanılır.
Ca Z + H2 SO4 H2 Z + Ca SO4
Ca Z + 2 H cl H2 Z + Ca cl4
Formüllerde (Ca) yerine (Mg) koyulduğunda da reaksiyonlar aynı şekilde gerçekleşir.
su yumuşatma üniteleri
Otomatik Rejenerasyonlu (Canlandırma) Su Yumuşatma Üniteleri
Katyonik iyonlar sınıfında bulunan kalsiyum ve magnezyum su içerisinde eriyik halde olduğunda suyun sertliğini belirleyen faktörlerin en başında gelmektedir. Sert suların başta sağlığımız olmak üzere sayılamayacak kadar problemlere yol açtığı bilinmektedir. Özellikle su ile ürün çalışması yapan işletmelerin ve çeşitli fabrikaların suyun sertliğinden dolayı çok büyük kayıplar, zararlarla karşı karşıya geldiği görülmektedir. Aynı zamanda evsel kullanımlarda sert suların tesisatlarda ve su ile çalışan çamaşır makinesi bulaşık makinesi gibi cihazlara onarımı güç zararlar vermektedir. Gerek endüstriyel gerekse evsel kullanımlarda yaşanılan bu problemlerin zararları ülke ekonomisine çok büyük kayıplar getirmektedir. Bu problemleri aşmanın en etkili yollarından biri, iyon değişimi metodu kullanılarak yapılır. Kalsiyum ve Magnezyum iyonlarının yerine suya sodyum iyonu verilir. Böylece Katyonik reçine ile su yumuşatma işleminin gerçekleştirilmesi sağlanmış olur.
Şekil: 1.2 Katyonik reçine Şekil 1.3 Yumuşatma tankı
Yumuşatma ünitesinin tank malzemesi isteğe bağlı, composit olarak uygulanabilmekte veya AISI 304-316 paslanmaz çelikten üretilmektedir. Su yumuşatma ünitesinin otomasyonu 3 ana başlık altında toplanabilir.
Şekil: 1.4 Su Yumuşatma tankı Kesiti
Timer Kontrol
Zamansal periyod olarak haftanın istenilen gününde, istenilen saatinde herhangi bir müdahalede bulunmaksızın otomatik olarak rejenerasyon işlemini gerçekleştirir.
Volümetrik kontrol
Geçen suyun miktarını, cihaz üzerinde bulunan bir sayaç vasıtası ile ölçümleyerek daha önceden programlanmış veya set edilmiş rejenerasyon miktarına geldiğinde otomatik olarak üniteyi rejenerasyona tabi tutar. Bu tip kontrol valfleri özellikle dublex (tandem) yani iki tanktan oluşan sistemlerde kullanılması çok daha uygun olmaktadır. Endüstriyel işletmelerde kullanımı çok daha yaygın olan bu tip üniteler, kesintisiz yumuşak su sağlamaktadır.
Sertlik ölçümlü kontrol
Bir santral pano yardımıyla kontrol edilen bu tip su yumuşatma cihazları, sürekli su sertlik değeri ölçümünü yaparak daha önceden set edilmiş programa bağlı olarak istenilen sertlik değerini aştığında üniteyi otomatik olarak rejenerasyona tabi tutar.
Su yumuşatma ünitelerinin rejenerasyonu tuz kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Yaklaşık tuz tüketimleri, her 1 litre reçine için 0.2 kg tuz sarfiyatı olmaktadır. Cihaza zarar vermemesi için rafine edilmiş tablet tuz ile rejenere edilmesinde büyük yarar vardır. Su yumuşatma cihazlarını uygulamadan önce proje safhasında dikkat edilmesi gereken en önemli konu ise, suyun iletkenliğinin reçine üreticilerinin belirlediği limitlerin sınırlarını aşmaması gerektiği bilinmelidir.
Yumuşatma Tankı Hesabı:
Bir su yumuşatma sisteminde ihtiyaç duyulan iyon değişti¬rici miktarının bulunabilmesi için ham suyun ve yumuşatılmış suyun sertlik dereceleri, canlandırma işlemleri arasında yumu¬şatılacak suyun hacmi bilinmelidir. Sudaki Ca CO3 miktarı (C), yumuşatılacak suyun hacmi (H), iyon değiştirme kapasitesi (P) ise, gerekli iyon değiştirme maddesinin hacmi (V),
Su Yumuşatma Tankı: Suyun yumuşatma işleminin yapıldı¬ğı tank açık yada kapalı tipte olabilir. Açık tanklarda suyun do¬ğal akışı öngörülür. Çok büyük kapasitelerde kullanılır. Dene¬tim ve bakım kolaylığı bu tiplerin üstünlüğüdür.
Su yumuşatma tankları büyük çoğunlukla kapalı tipte ya¬pılmaktadırlar. Bunlar basınca dayanıklı, dış etkenlerden korun¬muş silindirik tanklardır. Çapları 0.3 - 3.60 m, boyları da 1.0—3.0 m arasında değişir. Çelikten ve bombe başlı olarak yapılırlar.
Su yumuşatma tankının ölçülendirilmesi: Tankın çapının hesaplanması için, saatte tanktan geçecek su miktarının öngörü¬len akış hızına bölünmesi yeterlidir. Kullanılan iyon değiştirici¬nin cinsine göre önerilen akış hızları Çizelge II.1 de verilmiştir. Tankın yüksekliğine gelince, filtre maddesi için 0.3-0.5 m, iyon değiştirici için 0.75-1.5 m, ters yıkamada oluşacak kabarma için iyon değiştirici yüksekliğinin % 50 si alınarak hesaplanır.
İyon değiştirme yöntemi ile suyun yumuşatılmasında, çıkış uyunun sertliği teorik olarak (0) dır. Bu su sabunu çabuk köpürtmekle birlikte durulamayı geciktirir ve su sarfiyatım artırır. Koroziftir. Eğer kullanma yerinde su sertliğinin sıfır olması öze¬likle istenmiyorsa, sertliğin 70—140 ppm arasında olması genel¬likle kabul edilir. Bunu sağlamak için bir miktar ham su karıştırılmsası gereklidir. Karışım oranı, istenen sertlik/sertlikler far¬kı şeklinde ifade edilir.
Örneğin, sertlik 400 ppm den 100 ppm e düşürülecekse; 100/400-100 = 1/3 oranı bulunur
Diğer bir deyişle 3 litre yumuşatılmış suya 1 litre ham su katılacaktır Bu işlem için sistemlere yan geçit (Bay-pas) devresi bağlantısı yapılır.
Örnek problem : 6 m3/h su sarfiyatı olan ve 8 saatlik kullan¬madan sonra canlandırılması istenen bir tesisat, sertliği 420 ppm dan 120 ppm a düşürecektir. stiren,orta kapasite - 12 katyon değişti¬rici (ticari adı Amberlite IR-12) kullanılacağına göre,
a) iyon değiştirici miktarını,
b) her canlandırma işlemi için gerekli canlandırıcı mikta¬
rını,
c) tank boyutlarını hesaplayınız.
Çözüm:
a) Çizelge II.2 den stiren,orta kapasite - 12 için sodyum devresin¬de 128.0 g/l canlandırıcı kullanılması durumunda kapasitenin 41.50 g/l olacağı okunur.
Buna göre Yumuşatılacak suyun hacmi H = 6.0 x 8 = 48 m3, Sudaki Ca CO3 miktarı C = 420 — 120 = 300 g/l, İyon değiştirme Kapasitesi P = 41.50 gr/l olduğundan,
V= HxC /P 48x300/41.50=347 Litre veya 0,347 m3
iyon değiştirici gerektiği bulunur.
b) İyon değiştiricinin her litresi için 128.0 g tuz kullanılacağından,
347 x 128.0 = 44 416 g = 44.416 kg tuz gereklidir.
c) Tankın çapının bulunabilmesi için saatlik su sarfiyatı ile suyun hızının bilinmesi gereklidir. Çizelge II.1 de bu iyon de¬ğiştirici için kabul edilebilir hızın 12.0 - 19 2 m3/m2h olacağı verilmiştir. Hız 12.0 kabul edilse,
6.0/12.0= 0.5 m2 kesit alanı hesaplanır.
Bu kesit alanında iyon değiştiricinin tutacağı yükseklik 0.347 / 0.50= 0.69 m dir. (Tankın yüksekliği, filtre maddesi için 0.3-0.5 m, iyon değiştirici için 0.75-1.5 m, ters yıkamada oluşacak kabarma için iyon değiştirici yüksekliğinin % 50 si alınarak hesaplanır.)
Bu değer önerilen yükseklik sınırlarının dışındadır. Yükseklik 0.90 m alınırsa tankın kesit alanı 0.347/0.90= 0.386 m2 bulunur. Tankın çapı 0,70 m olarak hesaplanır. Bu kesit alanındaki akış hızı 6.0/0.386=15,54 m3/m2h dir
Bulunan hız kabul edilebilir. Tankın yüksekliği: 0,40 m filtre kumu, 0.90 m iyon değiştirici yüksekliği 0.90 x0. 50 = 0.45 m kabarma yüksekliği olmak üzere 1.75 m olacaktır.
Canlandır¬ma eriyiği tankı yaklaşık 45 kg. tuz ile yeterli miktardaki suyu alabilecek büyüklükte olmalıdır.
Tuz oranı %25 olursa toplam hacim yaklaşık 180 litre olacaktır.
ÇİZELGE II.1
Katyon Değiştiricilerin özellikleri
A. Fiziksel ve Kimyasal Veriler
Grup Tanımlama No. Önerilen işletme sınırları
Ticari adı: Akış hızı
h pH Sıcaklık'C Klormiktarıı
1 Doğal zeolit (Yeşilkum) Sodyum alimino silikat 1 2 Zeo—Dur Inversand 7.2— 0.6 6.9—6.0 43 Sınırsız
2 Sentetik Gel Zeoliti 3 4
5 Decalso Süper Nalcolite
Aridzon.e 7.2— 0.6 6.0—8.3 60 Sınırsız
3 Karbonlaştınlmış zeolit (Sülfonatlaştırılmış kömür) 6
6
7
8 Zeo-Karb Caohranex CCA Catex—55 (Na) Catex—12 (H) 9.6—14.4 Sınırsız 49 Sıfır
4 Fenol i k reçine 9 'Duolite C—3 12.0—19.2 Sınırsız 49 Sınırlı
5 Stiren, orta kapasite (Stiren polivinil reçinesi) 10
11 12 Amberlite İR—12 Chempro C—25 Nalcite MCR 12.0—19.2 Sınırsız 60 Sınırlı
e Stiren, yüksek kapasite 13 14 15 16 AmberUte İR—120 Chempro C—20 Nalcite HCR Permutit Q 12.0—19.2 Sınırsız 121 Sınırsız
Akış hızı, yatak derinliği enaz 0.75 m olduğuna göredir. Derinlik artarsa akış hızı da artırılabilir.
ÇİZELGE IL2Katyon Değiştiricilerin özellikleri
B. Kapasite — Sodyum devresi C. Kapasite - Hidrojen devresi
Canlan- Kapasite
Canlan-
Kapasite
Grup Tanımlama dırıcı Asit dırıcı
g/l g/ı g/l g/ı
1 Doğal yeşilkum
1—2 20.0 6.38
2 Sentetik Gel Zeolit
3 51.2 18.24
3 64.0 20.52
3 64.0 27.36
4 — 5 80.0 22.80
4 — 5 80.0 31.92
4 96.0 43.20
5 144.0 38.76
3 Sülfonatlaştırılmış
kömür 6 — 7 — 8 50.4 15.96 H2SO4 32.0 18.24
4 Fenolik reçine 0 H2so4 64.0 18.69
80.0 22.80
128.0 25.31
160.0 27.36
H cl 72.0 23.94
128.0 28.50
20O.O 33.06
272.0 36.48
336.0 38.76
5 Stiren, orta kapasite
10—11—12 48.0 27.36 H2SO4 40J0 21.63
64.0 31-46 64.0 26.90
96.0 3739 80.0 30.78
128.0 41.50 96.0 32.38
160.0 49.02 128.0 36.94
6 Stiren, yüksek kapa-
site 13—14—15—16 80.0 41.04 40.0 20.52
96.0 54.72 64.0 23.94
105.60 50.16 80.0 25.08
120.0 50.16 96.0 27.36
134.4 54.72 120.0 30.78
160.0 57.00 128.0 43.20
216.0 61.56 160.0 57.00
240.0 68.40
H cl 160.0 43.32
240.0 4925
320.0 57.00
Hidrojen devresinde asit ağırlıkları H2SO4 için 60° alınmıştır. Be, H cl için de % 30 esas alınmıştır.
AŞAĞIDA BİR FİRMANIN WEB SAYFASINDAN ALINAN YUMUŞATMA TANKLARI İLE İLGİLİ KATALOG BİLGİLERİ VERİLMİŞTİR
Su yumuşatma cihazları ile, halk arasında kireç olarak tabir edilip, suya sertlik veren kalsiyum ve magnezyum iyonları sudan
alınarak su yumuşatılır. Su kalitesinin giderek düştüğü günümüz çevre koşullarında
yumuşatılmış su kullanarak tüm su tesisatınızı kireçten koruyabilir, çamaşır
ve bulaşık makinelerinizin ömrünü uzatır, su ısıtma amaçlı enerji
tüketiminizi büyük ölçüde düşürürsünüz. Yumuşatılmış su kullanmanın faydaları
sadece bunlarla sınırlı kalmaz, yumuşak su ile yıkanan çamaşırlar daha beyaz,
renkliler daha canlı olur. Bulaşıklarda kireç lekeleri oluşmaz. Temizlik malzemeleri tüketiminiz büyük ölçüde düşer
Endüstriyel uygulamalarda ise doğru şekilde şartlandırılmış su kullanılarak ısıtıcı cihazlarınızın ömrünü uzatır, yıkama boyama vs. işlemlerde verimlilik ve kalite artışı sağlarsınız.
Doğru Cihaz Seçimi
Su yumuşatma cihazları, filtrasyondan daha farklı bir prosesle çalışırlar. Yumuşatma işleminin temel dayanağı iyon değiştirmedir. Suya sertlik veren temel iyonlar Ca ve Mg iyonlarıdır. İyon değiştirme işlemi için sodyum bazlı güçlü katyonik (asidik) reçine kullanılır. Reçine servis esnasında, sudaki +2 değerlikli Ca ve Mg iyonlarını üzerinde toplar.Rejenerasyon esnasında cihaza Na iyonu verilir. Na iyonu en kolay ve ucuz olarak NaCl bileşiği ile takviye edilebileceği için bu amaçla tuzlu su kullanılır. Reçine Na iyonunu tutarken Ca ve Mg iyonlarını bırakır. Suya sertlik veren iyonlar bu şekilde drene edilir. Cihaz reçinenin rejenerasyonu ile bir sonraki servise hazır konuma gelmiş olmaktadır. Anlaşılacağı üzere yumuşatma cihazının verimliliğini etkileyen en önemli parametreler reçine miktarı ve reçinenin kimyasal formudur. Yüzey hızı ikincil parametre olarak kalmaktadır.
Yumuşatma Cihazlarının Çalışma Şekli
Single yumuşatma cihazları insan müdahelesine gerek duymaksızın tam otomatik olarak çalışır. Rejenerasyon işlemini zaman veya debi kontrollü olarak yapabilir.
Kontrol Mekanizması
Cihazlarda tam otomatik valfler kullanılmaktadır. Valflerin suyla temas eden yüzeyi pirinç, diğer aksamı plastiktir. Yumuşatma cihazları, zaman kontrollü veya debi kontrollü olarak rejenerasyona girmektedir. Valflerin kullanılabilecekleri max. servis sıcaklığı 50º C’dir. Vaflerin işletme basınçları 1.8 – 8.8 bardır.
Opsiyonlar
1. Çıkış sertlik değerinin kontrolü ile rejenerasyona giren sistemler (TESTOMAT),
2. Sistem verilerinin bilgisayar ekranına taşınarak, PLC ile kontrol edilen sistemler (SYSTEMAX 2000),
3. Sistem rejenerasyonda iken servise sert su vermeyen sistemler Her cihazın yanında, kapasiteye uyumlu hacimlerde polietilen tuz tankı mevcuttur
Filtre Gövdeleri
Filtre gövdeleri, özel karışımlı fiberglass dokudadır. 16 barda test edilmişlerdir. İşletme basıncı 10 bardır.İsteğe göre tuz tankı ve yumuşatma gövdesini tek ünitede toplayan modellerimiz mevcuttur.
SERİ ÜRÜN DEBİ REÇİNE KAPASİTE ( Fr x m3 ) TANK BOYUTLARI BAĞLANTI TUZ TÜK.
m3/h lt Min Max Çap" Yükseklik" " (inch) ( kg/rej )
Y56/70 3,8 15 81 88 7 35 1 2
5600 Y56/80 3,8 24 133 145 8 44 1 4
Y56/100 3,8 46 255 278 10 54 1 7
Y56/120 3,8 64 353 385 12 52 1 10
Y27/120 5 64 353 385 s12 52 1 10
2750 Y27/130 5 78 430 470 13 54 1 13
Y27/140 5 109 601 656 14 65 1 17
Y27/160 5 143 785 856 16 65 1 23
Y27/180/17 5 181 993 1084 18 65 1 29
Y27/210/17 5 227 1248 1362 21 60 1 36
Y27/240/17 5 341 1875 2045 24 69 1 55
Y28/140 12 109 601 656 14 65 1.1/2 17
2850 Y28/160 12 143 785 856 16 65 1.1/2 23
Y28/180/17 12 181 993 1084 18 65 1.1/2 29
Y28/210/17 12 227 1248 1362 21 60 1.1/2 36
Y28/240/17 12 341 1875 2045 24 69 1.1/2 55
Y28/300/17 12 465 2558 2790 30 72 1.1/2 74
Y29/160 24 143 785 856 16 65 2 23
2900 Y29/180 24 181 993 1084 18 65 2 29
Y29/210 24 227 1248 1362 21 60 2 36
Y29/240 24 341 1876 2046 24 69 2 55
Y29/300 24 465 2558 2790 30 72 2 74
Y31/240 26 341 1876 2046 24 69 2 55
3150 Y31/300 26 465 2558 2790 30 72 2 74
Y31/360 26 670 3685 4020 36 72 2 107
Y31/420 26 1000 5500 6000 42 78 2 160
Y39/300 50 465 2558 2790 30 72 3 74
3900 Y39/360 50 670 3685 4020 36 72 3 107
Y39/420 50 1000 5500 6000 42 78 3 160
Y39/480 50 1400 7700 8400 48 82 3 224
• Her bir cihazda bir adet valf, bir adet tank ve bir adet tuz tankı mevcuttur.
• Önceden belirtmeksizin ürünlerde değişiklik yapma hakkımız saklıdır.
• Multimedia filtreler
• Aktif Karbon Filtreler
• Dubleks su yumuşatma sistemleri
• UV dezenfeksiyon sistemleri
• Kartuş filtre, yumuşatma ve dezenfeksiyon sistemleri
• ReverseOsmos su arıtma sistemleri
Kuyular:
Yeraltı sularını derlemekte kullanılan düşey tesislere Kuyu denir. Belli başlı üç türlü kuyu vardır. Bunlar çökertme, çakma ve burgulu (sondajlı) kuyulardır.
1- Çökertme Kuyular (Keson Kuyu): Beton, tuğla veya taş¬tan en az 1.00 m çapında yapılır (Sekil : 2.7). Çap büyüdük¬çe kuyunun su kapasitesiyle birlikte maliyeti de artar.
Ku¬yudan alınan suyun miktarı arttıkça yeraltı su seviyesi ile ku¬yudaki su seviyesi arasındaki fark artacağından suyun kuyuya akış hızı artar ve kuyunun kum dolması ihtimali belirir.
Önce 2 m derinliğinde bir çukur kazılır. Çukurun çapı kuyu dış çapından 0.60 -1.00 m kadar büyük olur. Dışta ka¬lacak bu boşluk sonradan kil ile doldurularak kirli yüzey sularının süzülüp temizlenme¬den kuyuya dolması önlenir.
Çukurun altına ahşap, beton veya çelikten yapılmış bir kasnak ortalı olarak konur. Kasnağın üzerine tuğla du¬var örülür Ancak içeri suyun girmesini kolaylaştırmak için düşey derzlere harç konmaz.
Duvar yüksekliği 1.50 m yi bulunca bütün derzler harç doldurularak duvarı örmeğe devam edilir. Duvar yüksek¬liği 2 m yi bulunca örme işi¬ne son verilir ve kuyunun ka¬zılma işine geçilir.
Bu dikkat isteyen bir iştir. Kasnağın alt kısımları bir kazma ile azar azar boşaltılmağa başlanır ve içerdeki topraklar önce kürekle kuyu derinleşince de çıkrık ile yukarı çıkarılmağa baş¬lanır.
Kazma sırasında, aynı zamanda bir kılavuz görevi yapan du¬var somunun cıvata üzerindeki hareketine benzer bir şekilde aşağı iner. Yapılan duvar toprağa gömülmeden üzerine bağlan¬tıyı kuvvetlendirecek ikinci bir kasnak konur ve duvar örülür. Sonra su bulununcaya kadar kazma işine devam edilir.
Su bu¬lununca kazma işi hemen durdurulmaz. Bir tulumba ile su bir taraftan boşaltılırken öte yandan da kuyu 1.50 m kadar hatta daha fazla derinleştirilir.
Kuyu ağzı zeminden en az 0.20 m yüksek olmalı ve buraya eğimi kuyudan dışa doğru olan bir beton plaka dökülmelidir.
Beton kuyunun açılması da tuğla kuyu gibidir. Kuyunun ça¬pında ve 1.00 m yükseklikte dökülmüş beton halkalar üst üste konarak kuyu meydana getirilir. Bu halkalar biribirlerine demir
0,30-0,50
Şekil 2.7Çökertme kuyu
çubuklarla bağlanır. En alttaki bir veya iki halka üzerinde dışa eğimli boru veya yarıklar bulunur. Bunlar kuyunun yalnız alt¬tan değil yandan da beslenmesini sağlar.
2 - Çakma Kuyu (Habeş Kuyusu): Kumlu zeminde ve su se¬viyesinin pek derin olmadığı yerlerde çakma kuyu açılır. Bu ku¬yular geçici olarak suyun temin edileceği yerlerde kullanılır.
Ku¬yu l" - 3" çapındaki boruların üç ayaklı bir şah¬merdan yardımıyla çakılması suretiyle açıldığından bu adı almışfır.
Boruların ucuna, ucu sivri ve 1 m lik kısmı delikli bir çarık takılır.
Şekil 2.8 Çarık
Boru üzerine geçirilmiş oîan bir bileziğe şahmerdanla vur¬mak suretiyle çakma işine başlanır. Bileziğin çok yükseğe veya alçağa konması sakıncalıdır. Çok yüksekte olursa vuruş zayıf olur. Çok alçağa konunca da yerini sık sık değiştirmek gerekir. Boru toprağa gömüldükçe bilezik yükseltilir ve üst uca boru ek¬lenerek çakma işine devam edilir. Çarık su tabakasına ulaşınca çakma işine son verilir.
Boru bir taşa rastlarsa borular olduğu gibi bırakılır ve baş¬ka bir yerde çakma işine yeniden başlanır. Şekil 2.8 çakma kuyu¬larda kullanılan iki çarık modelini göstermektedir.
3 - Burgulu (Sondajlı) Kuyu : Her çeşit zeminde ve derin¬likte açılabilen bir borulu kuyudur. Bu konuda da teknolojik gelişmeler olmakla birlikte konunun anlaşılabilmesi bakımından ilkel yöntemi açıklanması uygun olacaktır.
Genellikle 80 - 400 mm çap¬ları arasındaki borular kullanılır.
Önce makara düzeni bulunan üç ayaklı bir sehpa kurulur. Bu amaçla kullanılan özel sondaj makinaları da vardır. Sonra özel burgular kullanılarak delme işine geçilir.
Kuyunun düşey olması için bir doğrultu borusu kullanılması doğru olur. Doğrul¬tu borusu düşey olarak toprağa 1.5 — 2.0 m kadar sokulur. Boru¬nun üst ucu zeminden yukarda kalmalıdır. Kuyudan toprağın çıkartılmasında sonda kaşığından yararlanılır (Şekil 2.9-c).; Hızla
Şekil 2.9 Sonda matkabı ve Kaşığı
doğrultu borusu içine salınan sonda kaşığının içi toprak ile dolar. Yukarı çekilirken toprağın ağırlığı alttaki kapağı (klâpe) kapatır. Sonda kaşığının tamamen dolmasını sağlamak için bazı tipleri pistonlu olarak yapılmıştır. Süpaplı olan pistonun ileri ge¬ri hareketi bir emme yaratarak toprağın sonda kaşığını iyice doldurmasını sağlar Sert zeminlerde toprak önce sonda matka¬bı (Şekil: 2.9-a) ile yumuşatılır sonra sonda kaşığı ile çıkartılır. Taşa rastlanırsa taşı kırmak için özeî sonda matkabı (Şekil: 2.9 -b) kullanılır. Kazma işine su bulununcaya kadar devam edilir.
Zemin çürük olduğu yerlerde bir kılıf borusuna ihtiyaç var¬dır. Kılıf borusu kendi ağırlığıyla aşağı iner. Ancak gerekirse döndürerek veya üstten vurarak da kuyuya indirmek mümkün¬dür. Derinlik arttıkça boru boyu yetmeyeceğinden borular uç uca eklenir. Su bulununca çelikten yapılmış kılıf borusu yukarı çe¬kilir ve yerine daha ucuz ve daha ince etli olan kuyu borusu ko¬nur. Kuyu borusunun alt ucu suyun yandan girmesine imkân verecek şekilde delikli yapılmıştır. Kuyu ile kuyu borusu arasın¬daki boşluk temiz kum ile doldurulur. Kuyuya ucunda bir tulum¬ba bağlanır. Süzme sepetinin biçim ve yapısı kuyunun çapma ve derinliğine göre değişir.
Burgulu kuyuların üst kısmına daire veya dikdörtgen kesitli bir kuyu ağzı yapılmalıdır.
YER ALTI SUYU ARAMALARI
Sondaj sahası mühendisler tarafında incelenerek arazinin jeolojik-hidrojeolojik özellikleri belirlenir. daha sonra sahada uygun profillerde rezistivite etüdü yapılarak Etüt sonucu akifer özelliği olan tabakalar-su alınabilecek kırık ve çatlaklar ve derinlikler tespit edilir. Su arama çalışması sonucunda yapılacak sondajın derinliği ve sondaj lokasyonu tespit edilmektedir.
SONDAJ KUYUSU AÇILMASI
Su arama çalışmaları sonucunda yapılacak sondajın derinliği, lokasyonu belirlenmektedir. Yine etüd sonuçlarına göre uygulanacak sondaj yöntemi belirlenmektedir. Sondaj uygulaması kaya ortamda hava sirkülasyonu ile, killi-kumlu zeminlerde çamur sirkülasyonu ile yapılmaktadır. Arazi özelliklerine göre her iki yönteminde kullanılması gereken durumlar olabilmektedir. Delme işlemini müteakip kuyu techiz edilmektedir. Techiz işleminde kuyuya uygun çapta filtreli ve düz boru yerleştirilmektedir. Daha sonra kuyu çakıllanıp, hava ile temizlenerek kuyunun inkişafı yapılmaktadır. İnkişaf sonrası kuyuya uygun derinlik ve kapasitede dalgıç pompa indirilmektedir.
MTA SONDAJ DAİRESİ BAŞKANLIĞI BİRİM FİYATLARI
SONDAJIN CİNSİ BİRİM FİYAT (KDV dahil)
1- Maden ve Zemin Sondajları
2- Soğuksu sondajları
3- Jeotermal Sondajları
450.00 -YTL/m.
500.00 -YTL/m.
700.00 -YTL/m.
|
Bu içeriğin geçmişi: 12 Aralık 2009 00:04:48 tarihinde sendetiklat tarafından taşınmış.
mahonick ÜyePuan: 1768.5 | Gönderilme Tarihi: 25 Kasım 2009 22:59:14 | # 1 İÇİNDEKİLER
0 - KONU, TARİF, KAPSAM 1
0.1 - KONU 1
0.2 - TARİFLER 1
0.2.1 - Membranlı Hidrofor Tankı 1
0.2.2 - Tank Gövdesi 1
0.2.3 - Membran 1
0.2.4 - Hava Supabı 1
0.2.5 - Su Giriş-Çıkış Ağzı 1
0.2.6 - Tank Flanşı 1
0.2.7 - Bağlantı Flanşı 1
0.2.8 - Supap Mahfazası 1
0.2.9 - Diğer Tarifler 1
0.3 - KAPSAM 2
1 - SINIFLANDIRMA VE ÖZELLİKLER 2
1.1 - SINIFLANDIRMA 2
1.1.1 - Sınıflar 2
1.1.2 - Tipler 2
1.2 - ÖZELLİKLER 2
1.2.1 - Malzeme 2
1.2.2 - Yapılış 2
1.3 - BOYUT VE TOLERANSLAR 3
1.4 - ÖZELLİK, MUAYENE VE DENEY MADDE NUMARALARI 3
2 - NUMUNE ALMA, MUAYENE VE DENEYLER 3
2.1 - NUMUNE ALMA 3
2.2 - MUAYENELER 3
2.2.1 - Gözle Muayene 3
2.2.2 - Boyut Muayenesi 3
2.2.3 - Kaynak Muayenesi 3
2.3 – DENEYLER 3
2.3.1 - Çekme Deneyi 4
2.3.2 - Kimyevi Analiz 4
2.3.3 - Yırtılma Deneyi 4
2.3.4. - Sızdırmazlık Deneyi 4
2.3.5 - Boya Deneyleri 4
2.4 - DEĞERLENDİRME 4
2.5 - MUAYENE VE DENEY RAPORU 4
3 - PİYASAYA ARZ 5
3.1 - AMBALAJLAMA 5
3.2 - İŞARETLEME 5
4 - ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER 5
ATIF YAPILAN STANDARDLAR 8
MEMBRANLI HİDROFOR TANKI
0 - KONU, TARİF, KAPSAM
0.1 - KONU
Bu Standard, membranlı hidrofor tanklarının, tarifine, sınıflandırma ve özelliklerine, numune alma, muayene ve deneyleri ile piyasaya arz şekline dairdir.
0.2 - TARİFLER
0.2.1 - Membranlı Hidrofor Tankı
Membranlı hidrofor tankı, içinde membran olan, membranla gövde arasındaki boşlukta sıkıştırılmış hava bulunan, bir pompa tarafından membran içine basılan suyun bu hava ile basınçlandırılıp su kullanma yerlerine gönderilmesine yarayan, paket hidrofor sistemlerinde kullanılan kapalı ve basınçlı kaptır.
0.2.2 - Tank Gövdesi
Tank gövdesi, üzerinde hava supabı ve su giriş-çıkış ağzı bulunan, içine membran yerleştirilen, membranlı hidrofor tankının silindir veya küre biçimli esas kısmıdır.
0.2.3 - Membran
Membran, gövdenin biçimine göre şekillendirilip, tank içine yerleştirilen, suyun basınçlandırılmasına yarayan lastik balondur.
0.2.4 - Hava Supabı
Hava supabı, tank gövdesi içerisine hava basmaya yarayan sistemdir.
0.2.5 - Su Giriş-Çıkış Ağzı
Su giriş-çıkış ağzı, pompanın bastığı suyun membranın içine girdiği, pompa çalışmadığı zaman membranın içindeki basınçlandırılmış suyun tesisata girdiği flanşlı ağızdır.
0.2.6 - Tank Flanşı
Tank flanşı, tank gövdesinin giriş-çıkış ağzında bulunan membranın gövdeye tespitine yarayan ve çıkış flanşıyla birlikte gövde ile membran arasındaki havanın sızdırmazlığını temin eden flanştır.
0.2.7 - Bağlantı Flanşı
Bağlantı flanşı, membranı gövde flanşına tespit ve tankı tesisata bağlamaya yarayan vidalı flanştır.
0.2.8 - Supap Mahfazası
Supap mahfazası, fiziki darbelere karşı supabı korumak maksadıyla supap üzerine takılan lastik kapaktır.
0.2.9 - Diğer Tarifler
Bu standardda geçen diğer terimlerin tarifleri TS 19111)'de verilmiştir.
1) Bu Standard metninde atıf yapılan standardların, numaraları, yayım tarihleri, İngilizce ve Türkçe isimleri kapak arkasında verilmiştir.
0.3 - KAPSAM
Bu Standard, membranlı hidrofor tanklarını kapsar. TS 1911'deki hidrofor tanklarını kapsamaz.
NOT - Bu Standard metninde bundan sonra "Membranlı Hidrofor Tankı" deyimi yerine sadece "Tank" terimi kullanılmıştır.
1 - SINIFLANDIRMA VE ÖZELLİKLER
1.1 - SINIFLANDIRMA
1.1.1 - Sınıflar
Bu Standard kapsamına giren membranlı hidrofor tankları bir sınıftır.
1.1.2 - Tipler
Bu standard kapsamına giren membranlı hidrofor tankları;
- Küre gövdeli (Föy-1),
- Silindir Gövdeli (Föy-2), olmak üzere iki tipe ayrılır.
1.2 - ÖZELLİKLER
1.2.1 - Malzeme
Tank gövdesi, gövde flanşı ile bağlama flanşının imalinde en az TS 3650'deki HI kalitesinde çelik saç ve levhalar, hava supabının imalinde bakır ve bakır alaşımları (TS 3586), supap yaylarının imalinde bakır alaşımından yapılmış yaylık teller (TS 597), membran ve supap mahfazasının imalinde lastik malzeme (TS 567) kullanılmalıdır. Membranların içersindeki kauçuk oranı; butil kauçuk kullanıldığında, kauçuk hidrokarbonu miktarı lastik hacminin % 50'sinden, tabii kauçuk kullanılması halinde ise % 55'inden az olmamalıdır. Butil lastiklerin kopma uzaması 85 kgf/cm2, tabii kauçukluların kopma uzaması 148 kgf/cm2, butil lastiklerin uzama yüzdesi % 450, Tabii kauçuk esaslı lastiklerin uzama yüzdesi % 550 olmalıdır.
1.2.2 - Yapılış
1.2.2.1 - Tank Gövdesi
Tank gövdesinin iç ve dış yüzeylerinde ezik, göçük, katmer, ondüle vb. yüzey kusurları bulunmamalıdır. Tankların gövdesi en çok iki parçalı olarak imal edilmeli, gövdeyi meydana getiren parçalar çepeçevre alın alına getirilerek kaynatılmalı, kaynak dikişlerinde sarkma, birleşme azlığı, boşluk, nüfuziyet azlığı, çatlak, yanma olukları ve çentikler olmamalıdır.
Tank gövdesinin iç yüzeyinde kaynak taşkınları meydana gelmemesi için gerekli tedbirler alınmış olmalıdır (Föy-1 ve Föy-2 A açıklaması). Tanklar, oksit ve kaynak cüruflarından temizlendikten sonra, iç ve dış yüzeyle*! en az bir kat antipas boya, dış yüzeyleri son kat boya ile boyandıktan sonra fırınlanmalıdır. İstendiğinde bütün yüzeyler asit ve fosfatlama ile temizlenerek elektrostatik metot ile de boyanabilir. Boyalarda akma çatlama ve kavlama olmamalıdır.
1.2.2.2 - Sızdırmazlık
Madde 2.3.4'deki deney uygulandığında kaynaklarda sızma ve terleme olmamalı, kaynaklar çatlamamalı, tankta kalıcı şekil değişikliği meydana gelmemelidir.
1.2.2.3 - Membran
Membran, tankın biçimine göre, küresel veya silindirik ve bir parçalı olarak imal edilmiş olmalı, bütün kesit boyunca et kalınlığında farklılık ± % 17,5 sınırları içinde olmalıdır. Membranda hava ve su kaçağına sebep olabilecek gözenekli doku bulunmamalı, yüzeyler pürüzsüz ve düzgün olmalıdır. Madde 2.3.3'deki deney uygulandığında membranda yırtılma ve delinme olmamalıdır.
1.2.2.4 - Montaj
Membran, tank gövdesi flanşına bağlantı flanşı ile sızdırmaz bir şekilde tespit edilmeli, hava supabı yerine takılmalı ve üzeri lastik muhafaza ile kapatılmalıdır. Montajı yapılmış membranlı tanka Madde 2.3.3.3'deki deney uygulandığında hiçbir sızdırma görülmemelidir.
1.3 - BOYUT VE TOLERANSLAR
Küresel tankların boyutları Föy-1'e, silindirik tankların boyutları Föy-2'ye, küresel tank mebranları Föy1’e, silindirik tank membran ları Föy-2'ye uygun olmalıdır.
1.4 - ÖZELLİK, MUAYENE VE DENEY MADDE NUMARALARI
Bu standardda öngörülen özellik, muayene ve deney madde numaraları Çizelge-1'de verilmiştir.
ÇİZELGE 1 - Özellik, Muayene ve Deney Madde Numaraları
Sıra No.
Özellik Madde No.
Muayene ve Deney Madde No.
1
1.2.1 - Malzeme
2.3.1 - Çekme Deneyi
2.3.2 - Kimyevi Analiz
2.3.3 - Yırtılma Deneyi
2
3
4
1.2.2 - Yapılış
1.2.2.1 - Tank Gövdesi
1.2.2.2 - Sızdırmazlık
2.2.1 - Gözle Muayene
2.3.4.1 - Tankın Sızdırmazlık
2.2.2 - Boyut Muayenesi
Deneyi
5
1.2.2.3 - Membran
2.2.1 - Gözle Muayene
2 .3. 1.1-Membranın Sızdırmazlık Deneyi
2.2.2 - Boyut Muayenesi
6
1.2.2.4 - Montaj
2.3.4.3-Membranlı Tankın Sızdırmazlık Deneyi
7
1.3 - Boyut ve Tolerans¬lar
2.2.2 - Boyut muayenesi
8
3.2 - İşaretleme
2.2.1 - Gözle Muayene
2 - NUMUNE ALMA, MUAYENE VE DENEYLER
2.1 - NUMUNE ALMA
Muayeneye sunulan her membranlı tank bir numune kabul edilir.
2.2 - MUAYENELER
2.2.1 - Gözle Muayene
Numune tank gözle muayeneden geçirilir. Sonucun Madde 1.2.2.1, Madde 1.2.2.2, Madde 1.2.2.3 ve Madde 1.2.2.4'e uygun olup olmadığına, Madde 3.2'ye göre işaretlenip işaretlenmediğine bakılır.
2.2.2 - Boyut Muayenesi
Numune tankın ve membranın boyutları ölçülür. Sonucun Madde 1.2.2.3 ve Madde 1.3'e uygun olup olmadığına bakılır.
2.2.3 - Kaynak Muayenesi
Kaynak dikişlerinin muayenesi tahribatsız muayene metotlarından birisi ile yapılır. Sonucun Madde 1.2.2.1'e uygun olup olmadığına bakılır.
2.3 – DENEYLER
2.3.1 - Çekme Deneyi
Çekme deneyi tankın imalinde kullanılan metal malzemeye uygulanır. İmalatçı stoklarından her malzeme için alınacak en az üç numune ile TS 138'e göre yapılır. Sonucun Madde 1.2.1'e uygun olup olmadığına bakılır.
2.3.2 - Kimyevi Analiz
Tankın imalinde kullanılan çelik saç ve levhalarına kimyevi analizi TS 3650, bakır ve bakır alaşımı malzemenin kimyevi analizi TS 598, lastik malzemenin kimyevi analizi TS 567'de verilen esaslara ve TS 5002'ye göre yapılır. Sonucun Madde 1.2.1'e uygun olup olmadığına bakılır.
2.3.3 - Yırtılma Deneyi
Yırtılma deneyi, membrana uygulanır. İmalatçı stoklarından alınan en az üç numune ile TS 4698'e göre yapılır. Sonucun Madde 1.2.1'e uygun olup olmadığına bakılır.
2.3.4. - Sızdırmazlık Deneyi
2.3.4.1 - Tankın Sızdırmazlık Deneyi
Aralarına uygun bir Sızdırmazlık contası konarak bağlantı flanşı, tank flansına uygun boyutlardaki cıvata ve somunlarla bağlanır. Bağlantı flanşına deney pompası tespit edilerek supap deliğinden çıkıncaya kadar tanka su basılır. Supap deliği uygun bir tapa ile kapatılır. Tanktaki su basıncı 15 bar'a çıkarılır, bu basınçta 10 dakika beklenir. Sonucun Madde 1.2.2.2'ye uygun olup olmadığına bakılır.
2.3.4.2 - Membranın Sızdırmazlık Deneyi
Numune membranlar su ile doldurulur. Bu durumda en az 10 dakika bekletilir. Sonucun Madde 1.2.2.2'ye uygun olup olmadığına bakılır.
2.3.4.3 - Membranlı Tankın Sızdırmazlık deneyi
Membran tanka bağlantı flanşı ile tespit edilir. Silindirik tankların membranı üst kulakçıktan askıya alınır. Membran ile gövde arasına hava su babından çalışma alt basıncına eşit basınçta, hava basılır. Bağlantı flanşı deney cihazına bağlanır. Membran içine 10 bar basınca ulaşıncaya kadar su basılır. Bu basınçta 10 dakika beklenir. Sonucun Madde 1.2.2.2'ye uygun olup olmadığına bakılır.
2.3.5 - Boya Deneyleri
Boya deneyleri önceden belirtilmek şartıyla TS 4328, TS 4773 ve TS 6039'a göre yapılır. İmalatçı stoklarındaki çelik malzemeden en az üç numune alınır. Bu numuneler tankın boyanmasında kullanılan boya ile, tankın boyanma şartlarında boyanır, önceden belirtilen deneyler uygulanır. Sonucun Madde 1.2.2.1'e uygun olup olmadığına bakılır.
2.4 - DEĞERLENDİRME
Muayene ve deneylerden olumlu sonuç alınması halinde tank standarda uygun sayılır.
2.5 - MUAYENE VE DENEY RAPORU
Muayene ve deney raporunda en az aşağıdaki bilgiler bulunmalıdır:
- Muayenenin ve deneyin yapıldığı yerin ve laboratuvarın, muayene ve deneyi yapanın ve/veya raporu imzalayan yetkililerin adları, görev ve meslekleri,
- Muayene ve deney tarihi,
- Numunenin tanıtılması,
- Muayene ve deneyde uygulanan standardların numaraları,
- Sonuçların gösterilmesi,
- Muayene ve deney sonuçlarını değiştirebilecek faktörlerin mahzurlarını gidermek üzere alınan tedbirler,
- Uygulanan muayene ve deney metotlarında belirtilmeyen veya mecburi görülmeyen, fakat muayene ve deneyde yer almış olan işlemler,
- Standarda uygun olup olmadığı,
- Rapor tarih ve numarası,
3 - PİYASAYA ARZ
3.1 - AMBALAJLAMA
Tankların taşınması sırasında hasar görmemesi için gerekli tedbiri almakta imalatçı serbesttir. Tanklarla birlikte kullanma ve montaj talimatı verilmelidir. Ambalajlama yapıldığında, ambalaj üzerine Madde 3.2'deki bilgiler aynen yazılmalı veya bu bilgilerin yazılı olduğu yazılı bir etiket yapıştırılmalıdır.
3.2 - İŞARETLEME
Bu standarda göre yapılan tankların rahatça görülebilecek bir yerine en az aşağıdaki bilgiler okunaklı olarak ve bozulmayacak biçimde damgalanmalı veya üzerinde bu bilgiler yazılı, çevre şartlarından etkilenmeyen kendinden yapışkanlı bir etiket yapıştırılmalıdır.
- Firmanın ticari unvanı veya kısa adı, varsa tescilli markası,
- Bu standardın işaret ve numarası (TS 10576 şeklinde),
- Tankın anma hacmi (litre olarak),
- Sınıfı, tipi,
- Deney basıncı (bar olarak),
- Çalışma alt basıncı (bar olarak)
- İmal tarihi (Yıl olarak)
NOT - Bu bilgiler gerektiğinde yabancı dille de yazılabilir.
4 - ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER
4.1 - İmalatçı veya satıcı, bu standarda uygun olarak imal edildiğini beyan ettiği tank için istendiğinde, standarda uygunluk beyannamesi vermek veya göstermek mecburiyetindedir. Bu beyannamede satış konusu tankın:
- Madde 1'deki özelliklere uygun olduğunun,
- Madde 2'deki muayene ve deneylerin yapılmış ve uygun sonuç alınmış bulunduğunun belirtilmesi gerekir.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
- Çeşitli İmalatçı Firma Dokümanları
- Baymak-Paket Hidrofor Sistemleri 1988-1980
- Süperteknik-Paket Hidrofor Sistemleri
FÖY - 1
MEMRANLI HİDROFOR TANKI-KÜRE GÖVDELİ
Ölçüler mm'dir.
Belirtilmeyen hususlarda ve biçimlendirmede imalatçı serbesttir.
FÖY - 1
MEMBRANLI HİDROFOR TANKI-SİLİNDİR GÖVDELİ
Ölçüler mm'dir.
Belirtilmeyen hususlarda ve biçimlendirmede imalatçı serbesttir.
ATIF YAPILAN STANDARDLAR
REFERENCES
TS 138/March 1978 "Steel - Tensile Testing"
"Çekme Deneyleri (Metalik Malzeme İçin)"
TS 567/December 1967 "Inner Tubes For Pneumatic Tires"
"Oto İç Lastikleri"
TS 579/January 1976 Values And Fittings For Control Heating Radiators
"Valfler ve Bağlantı Parçaları (Kalorifer Radyatörleri İçin)"
TS 1911/........... "........................ "
"Düşey Hidrofor Tankları"
TS 3586/March 1981 "Wrought Copper Alloys-Solid Products Supplied in Straight Lengths-Mechanical Proporties"
"Biçimlendirilebilir Bakır ve Bakır Alaşımları-Düz İçi Dolu Mamuller-Mekanik Özellikler"
TS 3650/Juily 1981 "Steel Sheets And Plates For Boilers"
"Çelik Sac ve Levhalar (Kazanlar İçin)"
TS 4328/April 1986 "Paints And Vornishes Bend test-Cylindrical Mandrel"
Boyalar ve Vernikler Bükme Deneyi-Silindirik Mandrel İle"
TS 4698/February 1986 "Rubber, Volcanized Determination of Tear Strength(Trouser-Angle and Crescent Test Pieces)"
"Lastikler- Yırtılma Mukavemeti Tayini (Şerit Şeklinde, Açılı veya ay Şeklinde Deney Parçaları İle)"
TS 4773/April 1986 "Paints And Varnishes-Bend Test-Conical Mandrel"
"Boyalar ve Vernikler-Bükme Deneyi-Konik Mandrel İle"
TS 5002/December 1986 Vulcanized Rubber-Rubber (Polymer) Methods of Analysis"
"Lastikler-Analiz Metotları"
TS 6039/October 1988 "Paints And Vamishes-Scratch Test"
"Boya ve Vernikler-Kazınma Deneyi"
|
mahonick ÜyePuan: 1768.5 | Gönderilme Tarihi: 13 Kasım 2009 19:37:32 | # 3 TULUMBALAR
Sıvıları yükseltmek ve uzağa iletmekte kullanılan makinelere Tulumba denir.
Açık hava basıncının deniz seviyesinde 10,33 m su sütunu (1033 g/cm2) veya 760 mm cıva sütunu olduğu bilinmektedir.
Deniz seviyesinden yük¬seldikçe hava basıncı azalır.
Çizelge III.1 deniz seviyesinden yükseldikçe açık hava basıncının nasıl değiştiğini göstermekte¬dir. Örneğin, deniz seviyesinden 600 m yüksek olan bir yerde açık hava basıncı suyu 9,61 m yükseltecektir. Bu¬nunla beraber bu bir teorik değerdir. Mutlak bir boşluk yaratılamaması, basınç azalmasının sebep olduğu buharlaşma, borulardaki sürtünme kayıpları yüzünden su tulumbalarla 8 m den daha derinden emilemez. Bu yükseklik pratikte 7 m alınır. Çeşitli Tulumbalar vardır bunları pistonlu, Merkezkaç ve özel tulumbalar olarak üçe ayırabiliriz.
ÇİZELGE III.l
Deniş Seviyesinden Atmosfer Deniş Seviyesinden Atmosfer
Yükseklik Basmcı Yükseklik Basmcı
m mSS m raSS
0 10.33 1200 8.98
150 10.16 1350 8.83
300 0.97 1500 8.68
450 9.79 1650 8.53
600 9.61 1800 8.39
750 9.45 2100 8.06
900 9.29 2500 7.77
1050 9.13 3500 752
A-Pistonlu Tulumbalar : Basit bir pistonlu tulumba örneği, emme tulumbadır (Şekil 3-1).
Şekil:3.1 Emme Tulumba
1)Emme tulumba: Piston kolu yukarı çekildiğinde piston üzerindeki sübop hava basıncının etkisiyle kapanır. Alt sübop açılarak silindire su dolar. Piston kolu aşağıya itilince sıvının her yöne doğru basınç yapmasından alt sübop kapanır. Üst subop ise açılarak pistonun üzerine su dolar. Piston kolu yukarı çekilirken pistonun üzerindeki su tahliye oluğundan dışarı akar. Bu hareket yapıldığı müddetçe tahliye oluğundan su akışı devam eder. Bahçelerde kullanılan tulumbalar emme tulumbalara örnek oluşturur. Emme tulumbalarda su en fazla 10,5 metre yüksekliğe çıkarılabilir. Emme-basma tulumbada ise su sadece tulumbaya kadar değil daha yükseklere çıkarılır (Şekil 3.2).
2) Emme basma tulumba: Piston kolu yukarı çekildiğinde alt sübop açılır ve silindir içine su dolar. Piston kolu aşağı itilince sıvı basıncından dolayı alt sübop kapanır, basınç odasının girişinde bulunan sübop açılır. Bu esnada silindir içindeki su basınç odasına dolar. Basınç odasındaki havanın basıncının etkisiyle sıvı tazyikle dışarı fışkırır.
Şekil:3.2 Emme basma tulumba
3) Kanatlı Tulumba:
Küçük debilerdeki suyun az yükseğe çıkarılmasında kullanılan el tulumbasına kanatlı tulumba (kurbağacık) denir. Şekil 3.3 kanatlı bir tulumbayı göstermektedir. Küçük debilerdeki suyun az yükseğe çıkarılmasında kullanılan el tulumbasına
Şekil:3.3 Kanatlı Tulumba
Çift etkili olan tulumba¬da kanadın her yalpasında emme ve atma işi birlikte yapılmış olur. Bunun için de tulumba kolunu ileri geri hareket ettirmek gerekir.
Bu tulumbalarda debi 20 l/dak dan fazla olamaz. Yüksek¬lik arttıkça derbi azalır. Çıkarma yüksekliği (geometrik yük¬seklik) 30 m yi geçmez Pistonlu tulumbalarda pistonun veya kanadın aşınması ha¬linde tulumbanın emmesi güçleşir. Bu taktirde ya aşınan par¬çaların değiştirilmesi veya emme borusunun su ile doldurulma¬sı gerekir.
B — Merkezkaç Tulumbalar : Merkezkaç tulumbada bir elektrik, benzin veya dizel , motoru yardımı ile döndürülen bir çarkın meydana getirdiği merkezkaç (santrifüj) kuvvet¬ten yararlanılarak su yükseltilir. Çarkın merkezindeki su damlaları dışa doğru savrulunca ortada meydana gelen boş¬luk suyun tulumbaya yükselmesini sağlar.
Şekil 3.4 bir merkezkaç tulumbayı göstermektedir.
Şekil 3.4 Merkezkaç tulumba
Su dam¬lalarının akış doğrultusunun değişmemesi, girdap ve türbülansların sebep olacağı kayıpların önlenmesi için tulumbanın gövdesi salyangoz kabuğunu andırır biçimde yapılmıştır.
Göv¬denin bu biçimi, çark kanadının ucundan hızla savrulan su damlalarının hızını azaltarak basıncı artırmak görevi de ya¬par. Gövdesi daire biçimli olan merkezkaç tulumbalar da ya¬pılmıştır. Merkezkaç tulumbalarda emme ve atma supabı yoktur. Çark sayısı birden fazla olabilir. Çark sayısına kademe denir. Tulumbanın atma basıncı, kademe sayısına ve çarkın büyüklüğüne göre değişir.
Merkezkaç tulumbalar atma yüksekliklerine göre, alçak basınçlı (25 m ye kadar), orta basınçlı (25 - 50 m) ve yüksek basınçlı (50 m den fazla) olmak üzere üç guruba ayrılırlar.
Merkezkaç tulumbalarla temiz sulardan başka, kirli ve pis-sularda yükseltilebilir.
Merkezkaç tulumbaların avantajları:
1) Kuruluşları basit İşletme masrafları azdır
2) Az yer tutar, hafiftir.
3) Yüksek devirli makinelere doğrudan doğruya bağla¬nabilir.
4) Sessiz ve koç vuruşu yaratmadan çalışır.
5) Çamurlu ve posalı suları yükseltmekte kullanılabilir.
Merkezkaç tulumbaların dezavantajları:
1) Küçük verdilerde verim düşüktür. Verdi 5-6m3/saatten sonra ekonomik olmağa başlar.
2) Özel olarak yapılmadıysa, emme borusu su doldurulma¬ dan suyu ememez.
KARAKTERİSTİK VE KAPASİTE
Merkezkaç tulumbanın debisi ve atma basıncı kademe sa¬yısına bağlıdır. Çok kademeli olanlarda bir çark suyu ötekine bastığı için basınç da ona göre artar. Tulumbanın debisi at¬ma borusunun kesit alanı ile su hızının (genellikle 2-3 m/san alınır) çarpılması suretiyle hesaplanabilir. debi ile basınç ara¬sındaki oran verimi etkiler. Şekil 3.5 merkezkaç tulumbaların karakte¬ristiklerini belirtmektedir. Apsisi Q debisini, ordinatı atma basıncını (H) gösteren grafikte belli devir hızlarına göre verimler gösterilmiştir.
Buna göre tulumba 800 devir/dak hızla döndü¬ğünde 240 l/dak debi için en yüksek atma basıncına ve verime ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Küçük tulumbalarda verim % 50-%70 dir. Çok büyüklerde verim'% 90 a kadar çıkabilir.
Şekil: 3.5 Merkezkaç Tulumbanın Karakteristikleri
MERKEZKAÇ TULUMBANIN YERLEŞTİRİLMESİ
Merkezkaç tulumbalar kontrol ve onarımın kolay olması için aydınlık ,iyi havalandırılmış ve kolayca ulaşılması mümkün bir yere konulmalıdır.
Merkezkaç tulumbalar genellikle akuple yapılırlar. Yani motor tulumbaya doğrudan doğruya bağlanmıştır.
Şekil :3.6 Akuple Merkezkaç Tulumba
(Şekil 3.6). Bir çelik çerçeveye oturtulmuş olan motor ile tulumba birbirlerine kavramalar yardımı ile irtibatlandırılmıştır. Kavrama plâ¬kaları arasında 1.5-2.0 mm kadar bir aralık bulunması ve bunların birbirlerine paralel olması önemlidir. Motor ve tulum¬ba çerçeveye bağlanırken bu ayarlar fabrikasında dikkatle ya¬pılmıştır. Ancak tulumbayı yerine yerleştirirken dikkatsizlik ve bilgisizlik yüzünden yapılan hatalar büyük zararlara neden ola¬bilir. Tulumba genellikle bir altlık üzerine oturtulur (Şekil 3.7).
Şekil: 3.7 Tulumba altlığı (ölçüler cm dir)
Altlık tulumbanın çerçevesinden 15-20 cm kadar büyük yapılır. Yüksekliği oturduğu zemine bağlıdır. Altlığın görevi, tulumbayı döşemedeki sulardan korumak, boru bağlantılarının kolay ya¬pılmasını sağlamak ve tulumba titreşiminin yapıya geçmesini önleyecek tedbirlerin alınmasına imkân vermektir. Küçük tu¬lumbalar için yapılan altlık yapının betonuna oturtulabilir. An¬cak büyükleri için ayrı temel yapılması doğru olur Altlık tuğla veya betondan yapılabilir. Daha çok betondan yapılanlar kulla¬nılır. Beton altlık 150-250 dozlu çimento harçtan dökülür. Bağ¬lama çıvatalarının yerleri çukur bırakılır. Sonra cıvatalar yer¬lerine tulumba çerçevesine göre hazırlanmış bir şablon kulla¬narak betonlanır. Tulumba yerine oturtulup cıvatalarla altlığa bağlanırken ayarının bozulmamasına dikkat edilmelidir. Tulumbanın yatay durumda kon¬ması da önemlidir. Tulumbanın yatay olup olmadığı, kavrama¬lar üzerine konulan su düzeci yardımı ile kontrol edilir.
BORU BAĞLANTİLARİ
Boruların yükü hiç bir zaman tulumbaya binmemelidir. Emme borusu mümkün olduğu kadar kısa ve düz yapılmalıdır. Suyun akışına fazla direnç göstermemesi için boru çapının büyük seçilmesi bir zorunluluk yoksa geniş kavisli dirsek (yay dirsek) kullanılması doğru olur. Emme borusunda direnci artıracak va¬na ve dirsek kullanmaktan kaçınılmalı borunun eğimi içinde hiç hava kalmıyacak şekilde verilmelidir. Boru çapı tulumba bağlantı ağzındaki çaptan büyükse, konulacak daraltıcı (redüksiyon) ayrı eksenli olmalıdır Merkezkaç tulumbanın emebilmesi için emme borusunun su ile doldurulması gerektir. Bunun için emme borusunun ağzı¬na bir süzgeçli supap konulur. Süzgeçli supap kuyu duvarından ve dibinden 0.50 m kadar uzakta olmalıdır. Tulumba gövdesine ve emme borusuna su, atma borusuna konulan bir huni veya tu¬lumbanın üst tarafındaki delikten doldurulabilir.Bu amaçla su tesisatından alınan bir borunun atma bo¬rusuna bağlanması atma bo¬rusu üzerindeki vanaya bir yangeçit (By - pass) borusu yapılması yoluna da gidilebi¬lir. Şekil 3.9 yan ge¬çit borusunun nasıl yapılacağını göstermektedir.
Şekil 3.8: Yan geçit borusu
Emme borusu ve tulum¬ba su doldurulurken tulumba mili elle çevrilerek çark için¬de kalan havanın da çıkması sağlanır.
Donma tehlikesi olan yerlerde, tulumbanın altındaki boşalt¬ma musluğundan suyu boşaltmak doğru olur. Emme borusundaki su hızı hiç bir zaman 1.5 l/sn yi geçmemelidir.
Atma borusu da mümkün olduğu kadar kısa ve dirseksiz yapılmalı ve tulumbaya yük olmayacak şekilde döşenmelidir. Üzerine önce bir tersimez vana (çek valf), sonra da bir sürgülü vana konulur. Tersinmez vananın görevi tulumba çalışıyorken suyun geriye akmasını ve salmastra düzenini su basıncı altında tutmasını önlemektir. Atma borusunda suyun hızı 2.5 — 3.0 m/san alınır.
MERKEZKAÇ TULUMBANIN ÇALIŞTIRILMASI
Merkezkaç tulumbanın çalıştırılmasında dikkat edilecek başlıca hususlar şunlardır:
a) Yatakların soğutulması ve yağlanması: Tulumba mili¬nin etrafından suyun akmaması için buraya bir salmastra dü¬zeni yapılmıştır. Ancak somunun fazla sıkılması salmastranın mili sıkıca sarmasına ve motorun zorlanmasına neden olur. Sal¬mastra, somunundan aralıklı olarak su damlaması doğru olur. Bu durumda su hem yatakları soğutur hem de içeri hava girme¬sini önler. Ayrıca ıslak kalan salmastra yumuşaklığını muhafa¬za eder. Eskimiş salmastra tamamen çıkarılıp atılır ve yerine ye¬nisi konulur. Salmastra milin etrafına müstakil halkalar halinde sarılmalıdır. Halkaların birleşen uçları eğimli kesilir, ve bu uç¬lar aynı hizaya getirilmez.
b) Havanın boşaltılması: Tulumbanın içine hava sızma¬ması için bütün delikler dikkatle kapatılır. Hava varsa üstteki delikten boşaltılır ve tapası iyice sıkılır. Emme borusunda veya tulumbada hava bulunması emmeyi güçleştirir.
c) Gürütüler: Tulumbadan çatırtılı bir ses gelmesi içinde hava bulunduğunu ifade eder. Hava boşaltıldıktan sonra da çı¬tırtı devam ediyorsa içerde kum vb katı bir madde, var demek¬tir. Tulumbada sert: vuruşlar olması, debinin düzgün olmayı¬şından dolayı tersinmez vananın açılıp kapanmakta olduğunu ifade eder.
d) Emmenin sağlanması: Süzgeçli supabın ot ve yaprak¬ larla sarılmış olması emmeyi imkânsızlaştırır. Emme yüksekli¬ğinin fazlalığı, motor devir sayısının düşük olması, çarkın ters dönmesi tulumbanın emmeyişinin başlıca nedenleridir. Tulum¬ba su basmadan çalışıyor ve gövde ısınmıyorsa muhtemelen emme borusu boşalmıştır-
e) Atma basıncının sağlanması : Atma basıncının hıza gö¬re fazlalığı tulumbanın su basmasını engeller. Bu durumda tu¬lumba gövdesi ısınır. Bu aynı zamanda atma borusunun tıkalı olduğu anlamına gelebilir.
f) Donma : Donma tehlikesi bulunan yerlerde tulumba çalışmayacaksa suyunu boşaltmak gerektir.
İŞE GÖRE TULUMBA SEÇİLMESİ
Tulumbada kullanılan te¬rimler Şekil 3.9 da gösteril¬miştir. Su seviyesi ile tulum¬ba arasındaki yüksekliğe sta¬tik emme yüksekliği (hse) tu¬lumba ile depo su seviyesi arasındaki yüksekliğe statik basma yüksekliği (hsb) de¬nilir. Genel emme yüksekliği: (He), statik emme yüksekliği ile emme borusundaki kayıp¬ların (hke ) toplamına eşittir.
He = hse + hke
Çıkış yükü (Hb), statik basma yüksekliği ile atma borusundaki kayıpların (hkb.) toplamına eşittir.
Hb = hsb + hkb
Manometrİk yükseklik (Hm), kayıplar da dahil olmak üzere emme ve atma yüksek¬likleri toplamıdır.
Hm =(hse + hke )+(hsb + hkb)
Hm =He +Hb
Şekil: 3. 9 Merkezkaç Tulumbada Kullanılan Yükseklik Terimleri
Boru içinden bir basınç altında akan su iç yüzeylere sürtün¬mesi yüzünden bir basınç kaybına uğrar. Sürtünme kaybı, boru iç yüzünün pürüzlülüğüne, suyun hızına ve borunun uzunluğu¬na bağlıdır. Bir de vana, dirsek, süzgeçli supap vb araç veya gereçlerin içinden geçerken suyun uğradığı basınç kaybı vardır ki buna özel kayıplar denilir. Özel kayıplar eşdeğer boru uzun¬luğu cinsinden ifade edilir. Eşdeğer boru uzunluğu, herhangi bir kapama aracı veya bağlantı parçasınınkine eşit basınç kay¬bına neden olan aynı çaplı borunun uzunluğudur. Çizelge III.2 küçük çaplı vana ve bağlantı parçalarının eşdeğer boru uzun¬luklarını vermektedir.
Çizelge III.2
Vana veya Bağlantı Parçası Eşdeğer boru uzunlukları(m)
15 20 25 32 40 50 60 75
1/2" 3/4" 1" 11/4" 11/2" 2" 21/2" 3"
Sürgüiü vana 0.12 0.15 0.18 0.24 0.31 0.40 0.50 0.61
Karınlı vana 4.60 6.10 7.65 10.70 13.70 16.80 20.00 24.50
Tersinmez vana(çek valf) 1.70 2.55 3.40 4.30 5.10 6.85 8.55 10.20
Köşe vanası 2.45 3.65 4.55 5.50 6.70 8.50 10.40 12.20
Dirsek 45° 0.37 0.46 0.55 0.73 0.92 1.22 1.52 1.53
Dirsek 90° 0.61 0.76 0.92 1.22 1.52 2.15 2.45 3.05
Te, geçit 0.18 0.25 0.28 0.37 0.46 0.61 0.76 0.92
Te, ayrılma ve birleşme 0.92 1.22 1.52 1.83 2.14 3.05 3.65 4.60
Çizelge yeni araç ve gereçlere göre ha¬zırlanmıştır. Bunlar eskiyip iç yüzeylerinin düzgünlüğü kaybo¬lunca veya kazantaşı bağladığı için çapları daralınca neden oldukları basınç kaybı da artar. Daha yaklaşık değerler olmakla beraber, 100 mm ye kadar çaplardaki süzgeçli supap, vana, tersinmez vana, 90° lik dirsek için 5 m; 45° lik dirsek için de 3 m eş¬değer uzunluk kabul edilebilir.
Örnek: Şekil 3.10 da krokisi verilen tesisatta tulumbanın verdisi 1.250 l/san olduğuna göre genel emme yüksekliğini, çı¬kış yükünü ve boru çapını hesaplayınız"?
3.10 Tulumba Tesisatının Krokisi
Hesabın yapılmasında Çi¬zelge III.3 den yararlanılır. Çi¬zelge incelendiğinde sol baş¬taki düşey sütunda, suyun bo¬rudan akış hızı üstteki yatay sütunda ise boru çapları verilmiştir. Düşey ve yatay sü¬tunların kesiştiği dörtgenler içinde üst üste iki değer yazıl¬mıştır. Üstteki değerler l/san cinsinden debiyi, alttaki de¬ğerler de 100 m boyundaki bo¬ruda meydana gelen basınç düşüşünü göstermektedir.
Emme borusundaki su¬yun hızı en çok 1.5 m/san ola¬cağına göre Çizelge III.3 den hız 1 m/san için, 40 mm (11/2") boru çapında verdinin 1.256 l/san olduğu okunur. 100 m borudaki basınç kaybı 4.151 mSS dur.
Emme borusunda bir süzgeçli supap ve bir 900 lik dirsek bulunduğuna ve bunların her biri için 5.00 mSS basınç kaybı kabul edildiğine göre ,emme borusunun boyu,
Le = 5.00 + 5.00 + (6.00 + 3.00)
Le=19 m dir, 19 m boyundaki emme borusundaki ba¬sınç kaybı
He = (4.151 /100)x19 = 0.79 mSS bulunur
Atma borusunda suyun hızı 1.75 m/san olursa 32 mm (11/4"). boru çapında debinin 1.237 l/san olacağı, hız 2.00 ye çı¬kınca da verdinin 1.413 l/san olacağı çizelgeden okunur. Buna karşılık 100 m uzunluğundaki boruda basınç kaybı sırası ile 19.140 ve 25.021 mSS dür. İstenirse bu değerler yardımı ile 1,250 L/sn debi için gerçek basınç kaybının ne olacağı orantı yolu ile hesaplanabilir. Fark büyük olmadığı için basınç kaybı 20 mSS alınabilir
Atma borusunun boyu
Lb = 1 tersinmez vana + 1 vana + 2 adet 90° dirsek + (20.00 + 25.00)
Lb = 5.00 + 5.00 + 2 x 5.00 + 20.00 + 25.00= 65.00 dir. 65.00 m boyundaki atma borusundaki basınç kaybı
Hb = (20.00/100) x 65 = 13 mSS Buradan
Genel emme yüksekliği (He= 5+0.79) = 5.79 m
Çıkış yükü (Hb) = 20.50 + 13.00 = 33.50 m,
Manometrik yükseklik (Hm) = He+Hb =5.79+33.50 = 33.29 m olarak hesaplanır.
Tulumba Gücünün Hesaplanması:
Tulumbanın debisi Q (l/san), manometrik yükseklik Hm (m), toplam verim (µ) olduğuna göre tulumbanın gücü
N (BB) =QxHm/75xµ formülü ile hesaplanır.
Bu formülde suyun özgü ağırlığı 1 olarak kabul edilmiştir. Verim alçak basınçlı tulumbalarda 0.60 - 0.70, orta basınçlı tu¬lumbalarda 0.70 - 0.80, yüksek basınçlı tulumbalarda 0.80 — 0.85 alınabilir.
Formül yukardaki örneğe uygulanırsa .Q = 1.250 l/san, Hm = 39.29 m µ = 0.75 olduğuna göre
N= 1.250x39.29/75x0.75=0.89 BB Yaklaşık 1 BB
Tulumba siparişi verirken debi ve manometrik yüksekli¬ğin bildirilmesi gerekir.
ÖZEL TULUMBALAR
Adi tulumbaların emme yüksekliğinin 7 - 8 m kadar oldu¬ğu yukarda söylenmişti. Daha derin kuyulardaki suyun çıka¬rılmasında bunlardan yararlanılması güçleşir hatta imkan¬sızlaşır. Bu gibi durumlarda derin kuyu tulumbaları kullanı¬lır. Derin kuyu tulumbaları düşey milli, basınçlı hava ve su püskürtmeli oimak üzere başlıca üçe ayrılır.
a) Düşey Milli Tulumbalar: Bunlar daha çok, boru çapı 150 mm (6") den büyük borulu kuyularda.kullanılırlar. Motor zemin seviyesindedir ve düşey durumda konulur. Motorun dev¬ri uzun bir mil yardımı ile kuyuya sarkıtılmış olan tulumbaya iletilir. Debiyi artırmak için tulumbanın kademe sayısı artırılabilir. Bu tulumbalarda verim % 90 a kadar çıkabilir. Ancak debinin 750 L/dak dan az olması halinde verim % 75 - 80 e düşer.
b) Basınçlı Hava Tulum¬bası : Çalışması basittir. Boru içerisindeki su hava karışanı¬nın yoğunluğu daha az oldu¬ğundan ve hava memesinden basınçla püskürtülen hava¬nın piston gibi etki etmesi sa¬yesinde su yükselir. Kuyuda¬ki su derinliği arttıkça çıkar¬ma derinliği de artar. Su de¬rinliğinin (h), çıkarma yük¬sekliğine (h + H) oranı batıklık yüzdesi olarak adlandırılır. Bu tulumbaların debisi yüksek, bakım masrafı azdır. Çalışmaları güvenilir ve uzun sürelidir. Buna karşılık ve¬rimleri düşüktür ve kuyu de¬rinliğinin çok olmasını gerektirir. Su zemin seviyesine kadar değil de daha yükseğe basıla¬caksa zeminden yukarıdaki yükseklik için ayrıca bir tulumba kullanmak zorunluluğu vardır.
Şekil 3.11 Basınçlı hava tulumbası
c) Su Püskürtmeli Tulumba: Bu tulumbalarda, tulumba¬nın bastığı suyun bir kısmı kuyuya gönderilir. Emme borusu¬nun ucundan yukarı doğru basınçla püskürtülen su kuyudaki suyu da beraberinde yükseltir. Daima bir kısım suyun kuyuya gönderilmesi bir kayıp olmakla beraber bu tulumbalar özellikle düşük debilerde çok kullanılır.
|
mahonick ÜyePuan: 1768.5 | Gönderilme Tarihi: 13 Kasım 2009 19:58:47 | # 5 ŞEHİR SU TESİSATI
Suyun yeraltı ve yerüstü kaynaklarından nasıl derlendiği daha önce incelenmişti. Derlenen su şehre şu yöntemlerden biri ile iletilir.
1) Suyun yerçekimi etkisi ile iletimi: Suyun derlendiği kaynak
şehirden yeteri kadar yüksekteyse bu yöntem uygulanır. Kendi
ağırlığı ile akan su borularda büyük basınç kayıplarına uğramazsa, kullanma yerlerine kolayca ulaşır. Şekil 4.1 Suyun iletiminde ay¬rı bir enerjiye gerek göstermemesi bu yöntemin en büyük üs¬tünlüğüdür. Suyun basıncı ,yangın söndürmek için gerekli mik¬tarda değilse özel yangın tulumbaları kullanılır.
Şekil:4.1 Cazibe ile dağıtım
2) Depolama yoluyla iletim: Tulumbalar yardımı ile su şehirden yüksekte bulunan depo veya depolara basılır. Bu depolar
civardaki tepeler üstüne kagirden yapılabileceği gibi çelik saç¬
tan da yapılabilir. Çelik sac depolar çelik konstrüksiyon ayak¬
lar üzerine, yükseğe oturtulur. Şekil 4.2 Depoya su basan tulumbanın arızalanması halinde de, su ihtiyacını bir süre daha karşı¬lamak mümkündür. Ayrıca tulumbanın debisini en büyük yü¬ke göre seçmeğe gerek yoktur. Sarfiyatın en büyük olduğu sa¬atlerde depodaki su, gereksinimi karşılamakta tulumbaya yar¬dımcı olur. Yeter yükseklik verilebilirse ayrıca yangın tulum¬bası kullanılmaz.
Şekil:4.2 Pompalı Dağıtım
3) Doğrudan doğruya iletim: Su tulumbalarla doğrudan
doğruya şehir boru ağına basılır. Tulumbaların arızalanması veya elektriğin kesilmesi halinde şehir susuz kalır. Sarfiyatın
arttığı zamanlarda/yedek su tulumbaları çalıştırılır. Elektrik ke¬silmesi halinde şehrin susuz kalmaması için yedek bir jenera¬tör bulundurulmalıdır.
Su şehirlere dağıtımında arazi durumu dikkatle incelenir. Nüfus yoğunluğu, ticari ve endüstriyel ihtiyaçlar, muhtemel gelişme bölgeleri tespit edilir. Şehrin 20 yıl sonraki nüfusu he¬saplanır. Bu bilgilere göre, varsa depoların yerleri ve kapasitele¬ri, boru hatlarının debileri kararlaştırılır.
Dağıtım sistemi balık ağı, kör uç, (ramifiye) veya bunların birleşimi şeklinde olabilir (Şekil 4.3). Balık ağı sisteminde su de¬vamlı akış halindedir. Her boru bölümünün vanalarla kontrolü mümkündür. Böylece arıza halinde borunun bulunduğu sokak veya sokakların suyu kesilir. Buna karşılık yapımı pahalıya mal olur. Kör uç sisteminde ise durum bunun aksidir. Bir arıza bazen bütün bir semtin susuz kalmasına neden olabilir. Boruda suyun hareketsiz beklemesi suyun bayatlamasına ve boru di¬binde çamur birikmesine yol açabilir. Ekonomi ve iki yöntemin sakıncalarını kısmen gidermek için bunların birleşimi bir sistem de uygulanabilir. Bunda orta kısımlar balık ağı dış kısımlar dallanma sistemi yapılır.
KÖR UÇLU DAĞITIM
BALIKAĞI DAĞITIMI
Şekil 4.3 Suyun Şehirlere Dağıtımı
Son zamanlarda çift borulu dağıtım sistemleri uygulanma¬ğa başlanmıştır. Böylece su bağlantısı veya onarım gereksinim¬leri için caddelerin enlemesine kazılması önlenmektedir. Bu sa¬yede yollar bozulmamakta, trafik aksamamaktadır. Özelikle, ge¬niş bulvar ve caddelerde bir kenara ince öteki kenara kalın çap¬lı iki boru birbirlerine paralel olarak döşenmektedir. înce çap¬lı boruya o taraftaki binaların besleme boruları (priz hattı), ka¬lın boruya da besleme borularından başka su ağızları (hidrat) bağlanmaktadır (Şekil 4.4).
Şekil 4.4 Çift Ana borulu Dağıtım
Suyun şehirlere iletilmesinde açık kanal, galeri ve borular kullanılır. Açık kanallar büyük verdilerdeki suların taşınması¬na yararlar. Ancak temiz suların iletilmesinde kullanılmazlar. Galeriler üstü örtülü kanallardır. Su basınçsız olarak ve kendi ağırlığı ile akar. Kanal ve galeriler kargirden yapılırlar.
Şekil 4.5 Soğuk bir iklimde Yer altı borularının Konumları
Şehir su tesisatının tasarlanması ve yapılması ayrı bir uz¬manlık alanıdır. Bu tesisatın, kanalizasyon (birleşik ya da ay¬rık), elektrik, gaz telefon vb tesislerle bir bütünlük içinde ele alınarak tesis edilmesi işletme, bakım ve onarım sırasında bü¬yük kolaylıklar sağlayabilir, muhtemel tehlike ve zararları önle¬yebilir. Soğuk bir iklimde, çeşitli boruların birbirlerine göre ko¬numları Şekil 4.5 de gösterilmiştir. Bu derinliklerin belirlenme¬sinde, dondan, üst yüklerden ve trafiğin neden olduğu titreşim¬den koruma, pis ve kirli su bağlantılarının kolaylıkla yapılabil¬mesi vb etkenler rol oynar.
BİNA İÇİ TEMİZ SU TESİSATI
Binalarda temiz suyu kullanma yerlerine kadar ileten bo¬ru ağına bina temiz su tesisatı denir. Bu tesisat besleme borusu ve iç tesisat olmak üzere iki bölüme ayrılır. İç tesisat da dağı¬tım boruları (ana borular), kolonlar ve bağlantı boruları olmak üzere üç bölüme ayrılır (Şekil 5.1).
Şekil 5.1 Temiz Su Tesisatının Bölümleri.
Besleme Borusu (Priz Hattı)
Besleme borusu, bina temiz su tesisatının şehir su borusu ile su sayacı arasındaki bölümüdür. Genellikle toprağa gömülü olarak döşenir. Bunlar kurşun ve bakır borudan da yapılabil¬mekle beraber, yurdumuzda daha çok galvanizli demir ve polietilen borular kullanılmaktadır. Besleme borusunun döşenmesi özel dikkat ister. Dona korozyona, üstten gelecek aşırı yüklere karşı korunmalıdır. Borunun toprağa 1.2 m gömülü olması onu dondan ve üst yükler¬den korur. Ancak çürük zeminde zamanla meydana gelen otur¬malar borunun zorlanmasına ve hatta kırılmasına neden ola¬bilir.
Borunun gömüldüğü toprağın cinsi onun ömrünü büyük öl¬çüde etkiler. Özelikle zeminin nemli olması korozyon için ideal şartları yaratmış olur. Ayrıca çok yakından geçen veya boruya dokunan elektrik kablosu da elektrolitik korozyona neden olacağından sakıncalıdır.
Bu durumlarda borunun elektrik kablosun¬dan en az l m uzakta bulun¬ması gerekir. En iyi tedbir borunun bitümlü veya katranlı bezlerle (kağıtlarla) sarılmasıdır.
Besleme borusunun dış pis su borusundan uzakta dö¬şenmesi doğru olur. Ancak bu mümkün olmuyor ve ekono¬mik nedenlerle pis su borusu için açılan hendekten yarar¬lanılmak isteniyorsa, hende¬ğin bir tarafına tabandan en az 0.30 m yükseğe bir set ya¬pılarak temiz su borusu bura¬ya döşenebilir (Şekil 5.2).
Şekil 5.2 Aynı Hendeğe Döşenen Temiz ve Pis Su Boruları
Besleme borusu bir bakıma şehir su tesisatının bir bölümü sayılır. Çünkü içindeki su henüz sayaçtan geçmediği için bina sahibinin değildir. Bu yüzden besleme borusunun döşen¬mesi genellikle su şirketinin (veya belediyenin) adamları tara¬fından yapılır.
Su sayacından sonraki bölümün döşenmesi ser¬best çalışan tesisatçılar tarafından yapılır.
Suyun Binaya Alınması: Şehir borusunda basınçlı su var¬ken binaya suyun alınmasında özel bir delme aygıtı kullanılır. Şekil 5.3 de gösterildiği gibi. önce boruya bir kolye takılır.
Şekil 5.3 Suyun Binaya alınması
Kol¬yenin boyunduruğu ile boru arasına sızdırmazlığı sağlamak için bir conta konur. Conta kurşun veya lastikten olur. Boyunduru¬ğa bir konik vana vidalanır. Vanaya takılan özel delme aygıtı (salmastralı matkap), krikolu olan kolunu hareket ettirmek su¬retiyle borunun delinmesini sağlar. Matkabı ileri itmesi için ay¬gıtın kolu zaman zaman sıkılmalıdır. Boru delinince matkap musluğu kurtaracak kadar geri çekilir ve musluk kapatılır. Bundan sonra yapılacak iş musluğa besleme borusunu vidala¬maktan ibarettir.
Boruya açılan deliğin çapı, 80 mm ye kadarki şehir su boru¬larında 1" (25 mm), 100 mm ye kadarki borularda ise 1 1/4" (32, mm) den büyük olmaz. Daha büyük ihtiyaçlar için boruya bir te parçası konulur ya da birbirine yakın birden fazla delikten su alma yoluna gidilir.
Besleme borusu üzerine yaya kaldırım altına gelecek şekil¬de bir kontrol vanası konulur. Kontrol vanası kaldırım seviyesi¬ne kadar yükselen bir kapaklı muhafaza içine alınır. Bu vananın kapama milinin tepesi kesik pramit biçimindedir. Vananın açı¬lıp kapanması bu başa uygun özel anahtarı ile yapılır. Bodru¬mu su basmaması, su parasının ödenmemesi, kullanılmayan bi¬nalarda suyun donmaması vb nedenler için binanın suyu bu vanadan kesilir. Besleme borusu su sayacında son bulur.
Su Sayacının Yeri: Su sayacı, kolayca okunabileceği, ay¬dınlık, dondan korunabileceği, bakım ve onarıma uygun, kolay ulaşılabilen bir yere konulur. Müstakil konutlarda Binanın içinde, bu şartları taşıyan ve duvara yapılmış bir niş bu görevi yapabilir (Şekil 5.4). Niş yerden yaklaşık olarak 1.30 m yükseğe yapılır ve yaklaşık ola¬rak 0.50 x 0.30 m boyutlarında olur. Nişin önüne bîr kapak ya¬pılır. Bina içinde uygun bir yer yoksa, sayaç bahçeye açılacak bir çukur içine de konulabilir (Şekil 5.5).
Şekil 5.4 Su sayacının niş içine montajı
Çukur, bakım ve onarım amacı ile içine girilebilecek büyüklükte ve sayacı dondan koruyacak derinlikte yapılır. Dibe, içinde birikebilecek su¬ları akıtacak bir süzgeç kon¬malı ve süzgeç pis su tesisatı¬na bağlanmalıdır. Çukurun, aralarında hareketsiz hava bulunan iki katlı bir kapağı
bulunmalıdır. Gerekiyorsa sayacı dondan korumak için çukur testere talaşı veya başka bir yalıtım maddesiyle doldurulur.
Sayacın tesisata bağlanması da önemlidir. Sayacın bağlandığı borular sağlam bir şekilde tespit edilmeli gürültü ve titreşim meydana gelmesi önlenmelidir.
Şekil5.6 da Konut Tipi Soğuk su sayaç ölçüleri verilmiştir.
Şekil 5.5 Sayacın bir çukur içine konması
Şekil5.6 Konut Tipi Soğuk su sayaç ölçüleri
Su Sayacının Tesisata bağlanması: Su sayacından önce ve sonra birer vana konulur. Sayaçtan önceki vana gerektiğinde gelen suyu kesmekte kullanılır. Sa¬yaçtan sonraki yani bina tarafındaki vana ise pürjörlü olur. Bu vana ile hem binanın suyu kesilebilir hem de ge¬rekiyorsa tesisatın suyu boşaltılabilir.
Tesisatta su deposu, basınçlama deposu (hidrofor) yada basınçlı sıcak su deposu (boyler) varsa bunları dolduran su¬yun şehir tesisatına akmaması için sayaçtan sonra bir tersimez vana (çekvalf) konulması gerekir. Şehir suyunun kesilmesi halinde hem depolardaki suyun şehire akması önlenmiş olur.
Sayacın tesisata bağlanması iki ucunda bulunan rakorlar yardımı ile kolaylıkla yapılır.
Özellikle konut olarak kullanılan çok katlı binalarda sayaçlar iki ayrı sistemde koyulabilir.
a) Kolon montaj sistem
b) Dizi sistem
Belediyeler veya su şirketleri bu iki sistemden birini şart koşabilirler veya her ikisine de izin verebilirler.
a) Kolon montaj sistem:
Üst kata kadar giden tek bir kolon borusundan tüm katlara dağıtım yapılır sayaçlar her daire kapısının dışına konan bir niş içine yerleştirilir. Bu sistemde maliyetin düşük olmasına karşılık sayaçları okumaya gelen görevlinin tüm daire kapılarını tek tek dolaşması zaman ve enerji kaybına sebep olur. Şekil 5.6 ‘da Kolon montaj sistem şematik olarak gösterilmiştir.
Şehir Şebekesi
Şekil 5.6 SU Sayaçlarının Kolon montaj sistemi ile döşenmesi
b) Dizi sistem
Binada bulunan tüm daire ve dükkanların her biri için ayrı kolon borusu vardır sayaçların hepsi bodrum katta rahat okunabilecek ve herhangi bir arıza anında kolaylıkla ulaşılabilecek bir yerdedir. Bu sistemde maliyetin yüksek k olmasına karşılık sayaçları okumaya gelen görevlinin tüm daire kapılarını tek tek dolaşması zaman ve enerji kaybı söz konusu değildir. Şekil 5.7 ‘de sayaçların dizi sistem montajı şematik olarak gösterilmiştir
Şekil 5.7 Sayaçların dizi sistem montajının şematik görünümü
İç Tesisat: İç tesisat, suyu binaya dağıtan dağıtım boruları ile suyu katlara dağıtan kolonlar ve kolonlardan su kullanma yerlerine giden bağlantı borularından oluşur.
İç tesisat mal sahibi yada müteahhitçe görevlendirilmiş bir tesisatçı tesisatçılar tarafından yapılır. Maalesef yurdu¬muzda sıhhi tesisatçılardan ehliyet belgesi istenmemektedir. Gelişmiş ülkelerin hemen hepsinde ehliyetsiz kimselerin sıhhi tesisat yapmaları yasaklanmıştır.
Dağıtım boruları: Bodrum kat duvarlarına veya tavanına asılı olarak döşenir. Toprağa gömülü olarak da döşendiği olur. Bu durumda korozyona karşı yalıtılmaları gerekir.
Kolonlar: Binanın iç duvarları üzerine veya içine döşenir. hela, banyo, mutfak, koridor vb gibi gö¬rülmesinde bir sakınca bulunmayan yerlerden geçmesi doğru olur.
Boruların görülmesinin istenmediği yerler¬de, duvar içine bir boru bacası yapılır.
Bağlantı Boruları: Suyu kolonlardan kullanma yerlerine kadar ileten bağlantı borularının mümkün olduğu kadar kısa ve düz olması istenir. Bunlar açıkta veya gömülü olarak döşenirler ve hemen daima bir muslukta son bulurlar.
Boruların Döşenmesine Dikkat Edilecek Hususlar:
İçinden akan suyun basınçlı olması nedeniyle temiz su boru¬larının döşenmesinde, su sızdırmamasından başka bir kural olma¬dığı sanılabilir. Aksine iyi bir tesisatın döşenebilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar vardır. Bunların başlıcaları aşağıda belirtilmiştir.
Erişebilirlik: Temiz su borularının kullanma ömrü yapı¬nın ömrüne göre kısadır. Çeşitli nedenlerle arızalanması, onarım ya da değiştirme ihtiyacı duyulması mümkündür. Temiz su, borularına kolayca erişilebilmesi için mimari tasarım sırasında önlemler alınmalıdır, Bu maksatla boru ve tesisat bacaları yapıl¬ması doğru olur. Boru bacası, düşey boru¬ların (kolonların) içine döşeneceği düşey bir nişdir. (Şekil 5.8).
Şekil 5.8 Boru Bacası
Tesisat bacasında bir kısım yatay boru da yer alır. Şekil 5.9 a,b,c de tesisat bacası uygulamasına ait üç örnek verilmiştir.
Şekil 5.9 a Tesisat bacası uygulaması
Şekil 5.9 b Tesisat bacası uygulaması
Şekil 5.9 c Tesisat bacası uygulaması
2) Estetik: Borular açıkta ve gömme (ankast¬re) olarak döşenebilirler. Açıkta döşenen boru¬lar birbirlerine olduğu kadar duvarlara da paralel olmalı, aralıkları birbirine eşit olmalıdır. Ancak ne kadar munta¬zam döşenirse döşensin, zamanla kirleneceğin¬den, açıkta olan boru gü¬zel görünmeyebilir. Es¬tetiğin ön planda tutul¬duğu yerlerde boruları gömme olarak döşemek doğru olur.
3) Donma: Sıvı halden katı hale geçen suyun hacmi 1/12 kadar artacağından boruların patlamasına neden olur. Suyun donması ile artan basınç boruyu patlatır. Bu patla¬ma ilk bakışta sanıldığı gibi donma noktasından değil borunun en zayıf olduğu noktadandır. Bu nedenle borunun patlama noktasından ısıtılması da bir yarar sağlamayabilir. Boruyu dondan korumak için iç duvarlara ve döşemek doğru olur. Borunun yalıtılması yararlı olmak¬la beraber, çok soğuk havada yeter süre bekleyince suyun don¬masını önlemez. Ancak yalıtılmış boruda suyun donması daha geç olur. Kullanılmayan binalarda borulardaki suyun donmaması için en emin yol suyu boşaltmaktır. Donmuş boruların açılması için, sıcak suya batırılmış bez¬le sarmak, üzerine sıcak su dökmek, ateşle veya alevle ısıtmak gibi yöntemler uygulanır. Borulara özelikle doğru akım vermek suretiyle de buzlan eritmek mümkün olabilir. Bu uygulamada akımın şiddeti çok önemlidir.
4) Koç Vuruşu: Ani kapanan bir musluk veya vana, su¬yun hızının birdenbire sıfıra düşmesi borudaki basıncı 15-20 misline çıkarabilir. Basınçta artı ve eksi yönde büyük dalgalan¬malar olur ve bu dalgalanmalar basınç normale dönünceye ka¬dar devam eder. Borular, kelepçeler sarsılır gürültü meydana gelir. Hatta borunun patlaması bile mümkündür. Koç vuruşu¬nun şiddeti suyun akış hızı ile ilişkilidir. boru çaplan uygun seçilerek suyun hızı azaltılmalıdır. Tesisattaki aşırı basınçları düşürmek için basınç düşürme vanaları kullanılmalıdır. Koç vuruşunun etkilerini azaltacak en iyi çare hava cebi kullanılmasıdır. Hava cebi hacmi koç vuruşu meydana gelen boru hacminin en az %1 i kadar olmalıdır. (Şekil 5.11).
Şekil 5.11 Hava cebi ve uygulandığı yerlere örnekler
5) Eğim : Yatay borulara en çok 0,005 eğim verilir. Eği¬min doğrultusu su sayacıdır. Ancak mecbur kalınırsa, birden çok noktaya da eğim verilebilir. Düşünülecek bir husus da, tesi¬sata su doldurulurken borulardaki havanın su akıtma yerleri¬ne kolayca yükselebilmesinin sağlanmasıdır.
6) Gürültü : Su hızının fazlalığı, içinde hava bulunan suyun bir delikten hızla akması, akış sırasında boruda girdaplar oluş¬ması suyun hışıltı yapmasına neden olur. Su sayacı, yıkama deposu (rezervuar), contası gevşek mus¬luklar tıkırdı ve titreşimler halinde gürültüler meydana getirir ve bu gürültüler boru ve kelepçelerden binaya iletilir.
Boru ile kelepçe veya konsol arasına lâstik gibi yumuşak maddeler konarak titreşimlerin gürültüsü büyük ölçüde gideri¬lebilir. Varsa gevşek contalar değiştirilir. Gürültüyü önlemenin bir yolu da tesisatta suyun akış hızını azaltmaktır. Su hızı 2 m/san yi geçmemelidir.
7) Terleme: Özellikle nemli ve sıcak yerlerdeki soğuk su kaplarında görülür. Soğuk su borusu veya deposunun yüzeyin¬de su damlacıkları belirir, bir süre sonra damlamağa başlar. Döşeme ıslanır, az da olsa hasar yapabilir. Terlemenin önlenmesi için boruların yalıtılması bir ön¬lemdir.
8) Boruların Tesbiti: Borular duvar ve tavanlara özel as¬kı ve kelepçeler ile tesbit edilir. Kelepçe ve askılar arasında bı¬rakılacak aralık borunun çapma olduğu kadar yatay veya dü¬şey konumda olmasına da bağlıdır. Çizelge 5.1 de bu ölçüleri ver¬mektedir.
Çizelge 5.1
Borunun Çapı Yatay Boru (m) Düşey Boru (m)
20 mm ye kadar
25-40 mm
50-100 mm 1.20
1.80
2.40 1.80
2.40
3.00
Şekil 5.12 - 5.13 kullanılan kelepçe ve askılara bazı örnekler göstermektedir.
Şekil 5.12 kullanılan kelepçe ve askılara bazı örnekler.
Şekil 5.13 kullanılan kelepçe ve askılara bazı örnekler
9) Binanın Oturması: Çeşitli nedenlerle bina zamanla oturur. Bunu önlemek mümkün değildir. Yapılacak iş, binaya giren ve çıkan boruları temel duvarından büyük çaplı bir boru(kovan) içinden geçirmektir. Boru ile kovan arası yumuşak bir macunla doldurulur.
SU DEPOLARI
Şehir su tesisatı bulunmayan yada su basıncının yetersiz ve zaman zaman suların kesildiği yerlerde su deposu kullanılır. Su deposu, hava basıncına açık olabildiği gibi ,kapalı da yapılabilir. Böylece basıncın yükseltilmesi görevini de yapabilir.
Açık su Deposu: Suyun kendi ağırlığı ile tesisata dağıtıldığı açık depolar uygun yüksekliğe yerleştirilir. Açık depolar kagir den yapılabildiği gibi çelik saçtan polyesterden silindirik veya prizmatik olarak yapılırlar. Prizmatik depoların yan yüzeylerinde oluşabilecek şişmelerin önlenebilmesi için profil de-mirleri ya da çubukları ile bu yüzeylerin pekiştirilmesi gereklidir. Deponun üzerinde, giriş, çıkış, taşma boşaltma ve havalandırma boru ağızları bulunmalı, giriş ağzı üzerine rastlayan bir kapak yapılmalıdır (Şekil 5-14) Çıkış agzı, deponun dibinden en az 100 mm yüksekte olmalı, bu suretle deponun dibinde birikebilecek tortuların tesisata akması önlenmelidir.
Şekil 5.14 Çelik saçtan imal edilmiş prizmatik su deposu
Taşma ağzı giriş ağzından 75 mm kadar aşağıda yapılır. Böylece doldurma düzeninin (flator) su seviyesinden yüksekte kalması sağlanır ve ters bağlantı meydana gelmesi ihtimali önlenmiş olur.
Depo bir taşma kabı içine ve takozlar üzerine oturtulur. Taşma kabının görevi, depo yüzeyinin terlemesiyle meydana gelecek su damlalarının ve deponun su sızdırması halinde sızan suyu toplayarak pis su tesisatına veya yağmur oluğuna akıtmaktır.
Depo daima ahşap, çelik ve hatta betonarme bir destek üzerine oturtulur. Ağırlığın yük taşıyıcı kiriş veya duvarlar üzerine binmesine dikkat edilir. içi ve dışı zehirsiz bir boya ile boyanır. Suyun kışın donmasını, yazın ısınmasını önlemek için de¬poların yalıtılması gerekir. Depo, kenarlardan 10 ar cm boşluk bırakacak şekilde yapılmış bir sandık içine alınır. Sandık ile de¬ponun arası kuru testere talaşı veya başka bir
yalıtkan madde ile doldurulur. Suyun donmaması için depoyu kalorifer bacasına yakın koymak da faydalı olabilir.
Taşma borusu depoya gelenden fazla suyu akıtabilecek bü¬yüklükte yapılır Taşma borusu yağmur oluğuna kadar uzatılır. Şekil 5.15 de bu durum gösterilmiştir.
Boşaltma borusu depoya dipten bağlanır. Bu suretle depo¬nun dibinde zamanla birikecek olan çamurların akıtılması sağ¬lanmış olur. Boşaltma borusunun çapı deponun hacmine bağlı¬dır. Hacmi 2000 litreye kadar depolar için 32 mm (11/4") 5000 litreye kadarkiler için 40 mm (11/2”) 10000 litreye kadar olan¬lar için de 50 mm (2") çapında boşaltma borusu konulur.
Şekil 5.15
Çatı arasına konulan deponun, yeterli basınç sağlayabilme¬si İçin en yüksekteki su akıtma yerinden en az 4.5 - 6 m yüksekte olması gerekir.
Su deposunun hacmi, suyun kesik olduğu sürede duyulan su ihtiyacını karşılayabilecek büyüklükte olmalıdır.
Deponun Tesisata Bağlanması : Açık depoların tesisata bağlanması iki şekilde olur. Birincisinde, bina tesisatı ba¬sınçlı şehir su tesisatına dolaylı olarak bağlanır.
Şehir su boru¬sunda yeteri kadar basınç varsa su depoya dolar. Doldurma bo¬rusunun ağzına bir doldurma düzeni konmuştur. Yüzertoplu (şamandıralı) olan bu düzen depo dolunca suyu keser.
Kullan¬ma yerlerine giden su, çıkış borusundan kendi ağırlığı ile akar. Tesisattaki su basıncı sabittir ve depodaki su seviyesi ile tesisa¬tın herhangi bir noktası arasındaki yükseldik farkına bağlıdır. Su tesisata, genellikle üstten dağıtılır. Şekil 5.16a’ da bu bağlanış şeklini göstermektedir.
İkinci bağlantı şeklinde Şekil 5.16b, depodaki su ye¬dek olarak bekler durumdadır. Şehir tesisatında basınçlı su bulunduğu sürece musluklara su doğrudan gelir. Depodaki suyun şehre akmasını önlemek için su sayacından sonra bir tersinmez vana konulur. Suyun çıkış borusundan depoya dolmaması İçin de bu boru üzerine bir tersinmez vana konulması gerekir. Sayaç¬la depo arasındaki borunun çapı büyük yapılarak, bu borudan dağıtım borusu olarak yararlanmak doğru olur.
Şekil 5.16 Deponun tesisata bağlantısı
Aşağıda Silindirik Tip su depolarının şekilleri bağlantı ağızları ve standart ölçüleri verilmiştir.
Yatık Tip su Deposu
Dik Tip Su deposu
|
mahonick ÜyePuan: 1768.5 | Gönderilme Tarihi: 16 Kasım 2009 21:17:52 | # 7 İÇİNDEKİLER
0 - KONU, TARİF, KAPSAM 1
0.1 - KONU 1
0.2 - TARİFLER 1
0.2.1 - Düşey Hidrofor Tankı (Su Basınçlandırma Tankı) 1
0.2.2 - Gövde 1
0.2.3 - Bombe Başlar 1
0.2.4 - Bağlantı Ağzı 1
0.2.5 - Anma Hacmi 2
0.2.6 - İşletme Basıncı 2
0.2.7 - Ölü Su Hacmi 2
0.2.8 - Faydalı Hacim 2
0.3 - KAPSAM 2
1 - SINIFLANDIRMA VE ÖZELLİKLER 2
1.1 - SINIFLANDIRMA 2
1.1.1 - Sınıflar 2
1.2 - ÖZELLİKLER 3
1.2.1 - Malzeme 3
1.2.2 - Yapılış 3
1.3 - BOYUT VE TOLEKANSLAR 5
1.4 - ÖZELLİK, MUAYENE VE DENEY MADDE NUMARALARI 5
2 - MUAYENE VE DENEYLER 5
2.1 - MUAYENE 5
2.1.1 - Gözle Muayene 5
2.1.2 - Boyut Muayenesi 5
2.1.3 - Kaynak Muayenesi 5
2.2 - DENEYLER 5
2.2.1 - Sızdırmazlık Deneyi 5
2.3 - MUAYENE VE DENEY RAPORU 6
3 - PİYASAYA ARZ 6
3.1 - İŞARETLEME 6
3.2 - AMBALAJLAMA 6
3.2.1 - Ambalaj 6
3.2.2 - Taşıma 6
4 - ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER 6
TADİL FİŞİ 12
1340_doc
|
Bu yorumun geçmişi: 24 Kasım 2009 21:25:50 tarihinde mahonick tarafından düzenlenmiş. Sayfalar:
[1] |
|