Üye ol
Şifremi unuttum | Onay kodum gelmedi
Yardım

Alan Wake gizemli maceralara yol almak isteyenlere..
FuSHeR
Üye
FuSHeR

Puan: 403

FuSHeR şu anda çevrimdışı
Gönderilme Tarihi: 13 Ekim 2010 18:00:41

Ben bir yazarım. Oldukça popüler bir yazar. Ama son 2 yıldır bir şey yazdığım yok. Kafam çok dağınık. Peşimi bırakmayan kâbuslarım var. İyi bir tatile ihtiyacım var. Tam da bu yüzden güzeller güzeli eşim Alice ile birlikte Bright Falls kasabasına gittik. Cennetten bir parça gibi adeta. Doğa güzellikleri muhteşem. Halkı beni tanıyor. Beni görünce mutlu oluyorlar. Her şey çok güzeldi. Ancak bir gece, kafamı dağıtmak için dışarı çıktığımda Alice’imin çığlıklarını duydum. Koştum… Ama yetişemedim. Alice’i kaçırdılar. Belki de öldürdüler. Onu kurtarmak istiyorum.

Geceleri çok sisli bu şehir. Gündüzdeki o şaheser görünümden eser yok. Yoksa rüyada mıyım? Bilemiyorum ki… Gerçekle rüyayı ayırt edemez oldum. Elime aldım el fenerimi, delil peşinde koşturuyorum. Alice’i kurtaracağım! Karşıma çıkan karanlığın esir aldığı düşmanlarım var. Üzerime atlıyorlar. Ellerine ne geçirirlerse bana fırlatıyorlar. Kaçarak uzaklaşıyorum ancak öteki taraftan yine karşıma çıkıyorlar. Bir ışığın altına gittiğimde kayboluyorlar. Belki de gizleniyorlar. Biliyor musunuz? Bu hortlağımsı yaratıklar ışıktan çok korkuyor. Üzerlerine fenerimi tutunca irkiliyorlar. Bu aradan faydalanıp kaçıyor veya şanslı günümdeysem ve silaha sahipsem onları vuruyorum. Ama ölünce cesetleri hemen yok oluyor. Çok ilginç.

Etrafta bir sürü radyolar, televizyonlar var. Ben şüpheli miyim? Benden sonra kasabanın huzuru mu kaçtı? Hangi radyoyu veya televizyonu açsam benle ilgili veya benim içinde olduğum haberlere ulaşmam söz konusu. Hayır hayır… Ben sadece bir yazarım. Başarılı, çok satan bir korku-gerilim yazarı. Örnek aldığı yazarlar olan, hayatta amacı olan, biraz kafası karışmış bir yazar. Gerçekten kafam sadece biraz mı karışık? Radyolarda haberin üstüne hoş bir parça çalıyor genellikle. Veya zorlu bir görevi tamamladığımda hoş bir parça yine bana eşlik ediyor. Durup soluklanma anları mı desem?

Barry Wheeler. Çocukluk arkadaşım. Toza, çimene, polene ve küçük mekanlara karşı alerjisi var. Çok eğlenceli birisi. Yaşadıklarımı anlattığımda kafayı yediğimi söylüyor. Yanımda olması önemli, ona ihtiyacım var. Yine bir gece evden çıkarken arkamdan kapıyı kilitleyip beni bekledi. O da karanlığı çok sevmiyor. Ancak daha çok sevmediği bir şey varsa o da kuzgunların istilası. Eve döndüğümde evin etrafını kuzgunlar kuşatmıştı. Sürüler halinde üzerime saldırdılar. Elimdeki fişekler, silahlarım ve fenerlerim sayesinde onlardan da kurtuldum.

Bu düşmanlarım dışında karanlık yüzünden kapılar bile bana karşı oluyor zaman zaman. Fenerim de olmayınca yanımda, etrafta bulduğum projektörleri o bölgelere çevirip içimi rahatlatma şansından başka bir ihtimalim kalmıyor. Üstüne tuzaklar var. Ayı tuzaklarından kaçınmam gerekiyor yürürken. Dikkat etmeyince pat, yakalanıyorum. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi başta eşimi bulmam için bana yardımcı olan polisler artık peşimdeler. Onlardan kaçıyorum. Şehirde olan olayların sorumlusu, günah keçisi oldum adeta. Demin de dedim ya. Televizyonlar, radyolar… Her yerde aleyhime şeyler görüyorum.

Tam bu noktada Sarah Breaker’dan da bahsetmek istiyorum. Eşimi kaçıranları bulmam için bana yardım eden polis şefi kendisi. Son dönemlerde onun yüzüne de bakamaz oldum. Bir keresinde onun ofisindeyken telefonum çaldı ve eşimi kaçıranlar beni aradı. Hemen Sarah’ın yanından ayrıldım tabii. İşe polisi bulaştırırsam Alice’den eser kalmayacağını, el yazması yeni eserimi bir hafta içinde almak istediğini ancak bu sayede tekrardan Alice’e kavuşabileceğimi söylediler. Tam da bu yüzden yazma sıklığımı arttırmam gerekti. Aslında gece yollarda kendi el yazmalarımı buluyorum. Hangi ara yazdım, nasıl oldu bilmiyorum. Sanki Bright Falls’taki hikayem anlatılıyor. Bazıları yaşadığım olaylar, bazıları da az sonra yaşayacağım olaylar. Çok ilginç.

Bir de araç kullanıyorum zaman zaman. Bazen uzunca yollar almam gerekebiliyor çünkü. Anahtarı bulduğum gibi garajı açıyor ve biniyorum arabaya. Aracımın farı yine benim en büyük yardımcım oluyor bitmeyen düşmanlarım için. Acımasızca eziyorum, farla canlarını yakıyorum. Belki de hiç birini yapmıyorum. Bilmiyorum. Benim adım Alan Wake.



Ek Bilgiler

Ee, tamam. Buralarda söyleyeceklerimi Alan’ın ağzından anlatmayacağım. Çünkü öyle yaparsam anlatım fazlasıyla saçmalayacak. Öncelikle hikayeyi bu noktada kestim ki, spoiler işinin suyunu çıkarmayalım. Şimdi gelelim ek bilgilere.

Oyunumuz 6 bölümden oluşmakta. Yıllarca beklediğimiz oyuna 6 bölüm yeter mi? Yetmez tabii. Ama bölümler gerçekten uzun. Zevkini çıkarta çıkarta, detaylarla ilgilenerek oynarsanız 12 saat civarı bir süre söz konusu ki, yine de çok yüksek sayılmaz. Alan’ın ağzından da söylemeye çalıştım ama şurada net olarak söyleyeyim ki, radyolar dışında her bölümün sonunda özel bir şarkı çalıyor. Bir de yeni bölüme geçerken “Previously on Lost”, pardon “Alan Wake” diyor ve özet izliyoruz olan olaylarla ilgili.

Grafikler çok çok başarılı. Ruhtan yoksunluk falan sezmedim. Sesler çok iyi kullanılmış ve gerilimi hissetmenizde çok yardımcı oluyor. Senaryo zaten ortada. Ne olursa olsun sürüş hissini çok da beğenmediğimi söylemem gerekiyor. Yani oyun süresinden sonraki ikinci problem de sürüş hissindeki tokluk muaflığı. O nasıl bir cümledir yahu? Neyse.

Biliyorsunuz ki oyun exclusive Xbox360 için. Bunca yıldır beklenen bir oyunu da tak diye noktalamayacaklar elbette. Orijinal olarak oyunu satın aldıysanız Temmuz sonu çıkacak olan 800 Microsoft Point değerindeki ek içeriği bedavaya indirebileceksiniz. Benim oyunu o zamana kadar satmamamı sağlayacak bir olay bu. Orijinal bir şey satın aldığınızda böyle jestler görmek hoş. Bunun ardından ne zaman çıkacağı belli olmayan ikinci bir ek içerik paketi de şimdiden duyuruldu. O dönemlere kadar, Alan Wake’i bitirin, sonra ekstradan açılan en zor seçenekte de deneyin. Normal veya Hard’da bulamadığınız ekstra el yazması sayfalarınız da Nightmare seçeneğinde mevcut olacak. Korkuyu daha çok hissedeceksiniz.

Kısacası Alan Wake çok da kolay tükenecek bir oyun değil. Hakkını verelim. Hayatının oyunu Max Payne 2 olan benim için, aynı yapımcılardan gelen bu oyun, seneler sonra eski dostuna kavuşma hissi uyandırdı bende. Hepinize öneriyor ve huzurlarınızdan gidiyorum. Hadi oyuna döndüm geyiği de yapmayacağım. Bu oyun karanlıkta oynanmalı çünkü. Gece yarısından sonra yapılabilecek en güzel şeylerden…


1.3.0
Kullanım Şartları - İletişim - Öner
29 Temmuz 2014 Salı 17:02:20