webmaster28 ÜyePuan: 1100 | Gönderilme Tarihi: 14 Kasım 2010 23:12:11
Capcom'un Resident Evil serisiyle başlattığı virüslü zombi egomanyası çığ gibi büyümeye devam ediyor. Bir takım virüslerden etkilenen insanların oluşturduğu zombi orduları beyaz perdeden sonra, oyun sektörünü de ele geçirmeye başladı. Artık, alakalı, alakasız her oyunda zombiye dönüşmüş insanlarla karşılaşıyoruz. Oyunun temasında zombiye yer olmasa bile, açtığımız bir kapının ardından bizi ısırmak isteyen bir zombi üzerimize doğru atlayabiliyor. Mesela Call of Duty gibi savaş temalı bir oyunda bile, zombilerle savaşır duruma geldi. Onu geçtim, Yakuza gibi mafya üzerine şekillendirilmiş bir yapımda bile artık zombilerle savaşacağız. Bunu nereden mi çıkardık? Şu an gelişim aşamasında olan Yakuza 5'in yayımlanan son trailerında serinin baş karakteri Kazuma Kiryu ve yanındaki 3 arkadaşı zombilere karşı savaşıyordu.
Tabi Yakuza 5, CoD 5 gibi oyunlarda zombiler sadece yan senaryo elemanlarından ibaretler. Birde tamamen zombilerin ön plana çıktığı Dead Rising gibi oyunlar var. Geçtiğimiz günlerde çıkışını yapan Dead Rising 2'de aynı ilk oyun gibi tamamen zombilerin üzerine kurulmuş yapısı ve eşsiz vahşet duygusuyla, oyunculara zombi öldürmenin çeşitli yollarını gösteriyor.
İnsanlık Ölmüş Be Abi...
Dead Rising 2, Fortune City adlı hayali bir şehirde geçiyor. Oyunda Chuck Greene adında eski bir motokros şampiyonunu kontrol ediyoruz. Chuck Greene dıştan bakıldığında sert bir adam gibi görünse de özünde, çok yumuşak, nazik ve yürekleri parçalayan geçmişe sahip bir karakter. Chuck, yakın geçmişteki zombi istilasında karısını kaybetmiş, kızını ise zombi olmaktan son anda kurtarmış. Kızı zombiler tarafından ısırılan Chuck, ona son anda bir “Zombrex” enjekte ederek, onun insan olarak kalmasını sağlamış. Fakat insanların zombi olmasını engelleyen bu “Zombrex” isimli ilaç o kadarda ucuz olmadığından ve günde 1 kere alınması gerektiğinden, Chuck para kazanacağı tek mesleğe, motor yarışlarına geri dönmek zorunda kalmış. Tabi ki normal motor yarışlarından elde edeceği gelirin ilaç masraflarını karşılamayacağını bilen Chuck, zombilerin telef edildiği “Terror is Reality” adlı şov programında gaz pedalına yüklenmeye başlamış. Motorlarımıza testerelerin eklendiği bu şovda, yüzlerce zombinin arasına dalarak, bize verilen süre içerisinde en çok zombiyi öldürmeye çalışıyoruz. Zaten oyundaki ilk görevimizde bu şovda birinci olabilmek. Bu görevi başarıyla tamamladıktan sonra sizinde tahmin edebileceğiniz gibi kader ağlarını örüyor ve karakterimiz Chuck içinde olmak istemediği bir kaosa sürükleniyor.
Şov programının yapıldığı binadaki zombilerin, esrarengiz bir şekilde salınmasının ardından Fortune City, tamamen yaşayan ölülerle dolu bir yer haline geliyor. Chuck ve beraberindeki bir kaç kişi sığındıkları yerde beklerken, televizyonlarda zombileri salan kişinin Chuck Greene olduğu haberi yayılmaya başlıyor. Bunu gören Chuck, kendini temize çıkarmak için, arkadaşlarının da yardımıyla, zombilerle dolmuş olan Fortune City’de bu olayın sorumlularını aramaya başlıyor.
Cehenneme Dönen Bir Şehir...
Yukarıda da bahsettiğim gibi oyuna ilk olarak “Terror is Reality” adlı şov programında başlıyoruz. Buradaki basit görevi hallettikten sonrada şehirde curcuna patlak veriyor. Dead Rising’te asıl senaryoya geçmeden önce kızımıza “Zombrex” ilacından bulmamız gerekiyor. Bu ilacı günde bir defa 7:00 – 8: 00 arasından veriyoruz. İlk görevimizde bu ilacı bulduktan sonra hemen geri dönmenizin bir anlamı bulunmuyor. Kolumuzdaki saate bakarak, saat 7: 00 olana kadar etrafımızdaki zombileri öldürmenin, paramparça etmenin keyfini çıkarabiliyoruz. Oyunda saklandığımız sığınaktan bir havalandırma yolu yardımıyla çıkıyoruz. Böylece zombiler bizi takip edemiyorlar. Çünkü zekaları o kadar ilkel kalmış ki, kapı açmaktan bile bir haberler. Neyse, havalandırmadan dışarı çıktığımızda sığınakta kalan bir kadın, bizi gideceğimiz yerlere doğru yönlendiriyor. Biz bulduğumu ip uçlarını ona bildirdikçe, o da bize yeni görevler veriyor. Oyunun ana görevlerinin yanında, bir çok yan göreve de sahibiz. Yan görevlerin başında da tabi ki etrafta kalan sivilleri kurtarıp sığınağa kadar eşlik etmek geliyor.
Dead Rising 2’de her görev için belli bir süreye sahibiz. Görevimizi bize verilen süre içerisinde başaramazsak en son save yaptığımız noktadan oyuna yeniden başlıyoruz. Eğer yan görevlerin süresi biterse, o görev iptal oluyor. Oyundaki yan görevler senaryoya katkı sağlamasa da, level atlamamızı sağlayan “PP” lerden kazanmamızı sağlıyor. Nitekim level atladıkça açılan yeni kombo silahlar ve öğrendiğimiz yeni tekniklerde bu “PP”leri bizim için önemli bir hale getiriyor.
Dead Rising, silah olarak çevremizdeki her nesneyi bizlere kullanma fırsatı veren bir yapım. Genel olarak oyunlarda iyi bir taramalı bulduğunuzda sevinirsiniz ya, Dead Rising 2’de bulduğunuzda almaya bile tenezzül etmeyebilirsiniz. Onun yerine bir sopa ve bir kutu çivi size çok daha cazip gelebilir. Neden mi? Çünkü üzerinize gelen yüzlerce zombiyi silahla etkisiz hale getirmek, sopayı savurarak öldürmekten çok daha zor. Yada şansınız varsa, camekanların arkasında gizlenmiş bir samurai kılıcı buldunuz mu, işte o zaman keyfinize diyecek bir şey kalmaz. Kendinizi atın 15 – 20 zombinin içine, ve ateş tuşuna basın. Ortadan ikiye bölünen zombiler mi dersiniz, kolu bacağı sağa sola sıçrayan zombiler mi dersiniz, etrafınız bir anda böyle bir manzarayla süsleniversin. Kulağa ilk başta biraz ürpertici ve mide bulandırıcı bir şeymiş gibi gelse de, bir süre Dead Rising 2 oynadıktan sonra, bunu kendiniz yapmak isteyeceksiniz. Hatta oyunun senaryosunu bir kenara bırakıp, kendinizi tamamen zombi öldürme işine bile verebilirsiniz.
Eşyaların Silaha Dönüştüğü Bir Ortam
Az önce de bahsettiğim gibi Dead Rising 2’de etrafımızda bulunan her şeyi silah olarak kullanabiliyoruz. Öyle ki, su havuzunun içinde bulduğumuz bir su tabancasını bile alıp, zombilerin üzerine sıkabiliyoruz. Tabi bu onları bir iki adım geri sektirmekten başka bir işe yaramıyor. O yüzden oyunda olurda rastlarsanız, yanınıza alıp silah diye gezdirmenize gerek yok =) Bunun haricinde işimize çok yarayan silahlarda yaratabiliyoruz. Bu silahlar bize ekstra PP kazanma fırsatı veriyor. Mesela bir beysbol sopasının etrafına çiviler çakarak onu daha da ölümcül bir hale getirebiliyoruz. Yada bir kovanın etrafına matkapları monte ederek, onu bir zombinin kafasına geçirip kıymasını çıkartabiliyoruz. Bu tarz silahları yapabilmek içinse kombo kartlarına ihtiyacımız oluyor. Bu kartların bazılarını level atladıkça oyun bize otomatik olarak veriyor. Bazılarını ise, oyunda resimli panolara baktığımızda, Chuck, panodaki resimden ilham alıyor ve buda bize bir combo kartı kazandırabiliyor. Tabi iş kombo kartını kazanmakla bitmiyor. Bu kartı kazandıktan sonra üzerinde yazan malzemeleri bulup, onları birleştirebileceğimiz bir de atölye bulmamız gerekiyor.
Dead Rising’de yanımızda en fazla 4 eşya taşıyabiliyoruz. Zaten combo kartları genel olarak iki eşya birleşiminden oluşuyor. Tek tükte olsa, tam bir kıyım yapmamızı sağlayan 3 eşyalı combo kartları da oyunda mevcut. Tabi eşya taşıma kontenjanımızı illaki silahlarla dolduracağız diye bir kaide yok. Dilersek, 4 bölümün 3’ünü canımızı doldurmamıza yarayan yiyecek ürünleriyle doldurabiliriz. Zira, oyunda canımızın dolu bir şekilde olması çok büyük önem arz ediyor. Çünkü oyunu sadece etrafımızdaki tuvaletlere giderek save yapabiliyoruz. Save yapamadan ölürsek, taa bölümün en başından tekrardan başlıyoruz. Yani öldürdüğümüz yüzlerce zombi boşa gidiyor. O yüzden yanınızda mutlaka yiyecek taşımamız gerekiyor. Ayrıca, bir görevde çok vakit geçirdiysek, haritadan en yakın wc’yi bulup, ardından oraya gidip oyunu saklamamızda çok yararımıza bir hareket oluyor.
Dead Rising 2’de her ne kadar zombiler çok ağır hareket ediyor olsalar da olmadık zamanlarda bir anda etrafınızı çevirebiliyorlar. Onlar yetmezmiş gibi, birde etrafı talan eden, dükkanlardan bir şeyler çalmaya çalışan zombiye dönüşmemiş çete üyeleriyle mücadele ediyoruz. Bu serseri kılıklı elemanlarda bizi gördükleri yerde peşimize düşüyorlar. Her ne hikmetse, etrafımızdaki zombiler de onlara saldırmak yerine önceliği bize veriyor ve el ele verip, hep beraber Chuck’ın üzerine saldırıyorlar. Tabi eğer yanınızda kurtarıp sığınağa götürmeye çalıştığınız siviller varsa, onlarda boş boş durmuyor. Size saldıran zombilere Allah ne verdiyse savurup duruyorlar. Bu sizde biraz yardımlaşma hissi yaratsa da pekte uzun sürmüyor. Çünkü iki üç vuruştan sonra help, help diye bağırmaya başlıyorlar. Hani yardım etmeseler daha iyi olurmuş bence.
Neyse, Dead Rising 2’de sizlere bahsetmek istediğim diğer bir olayda araç kullanımı. Oyunda ilerledikçe, bir takım anahtarları buldukça, araba, motor vb. araçları kullanabiliyorsunuz. Bu araçlar hem size vakit yönünden bir artı sağlıyor, hemde kısa zamanda çok sayıda zombi öldürmenize olanak sağlıyor. Tabi ki diğer silahların olduğu gibi bu araçlarında ömürleri kısa oluyor. Mesela bir otomobil, tahminen 200 zombiyi ezdikten sonra bozulup kalıyor. O yüzden bu tarz araçları bulduğunuzda, önceliğiniz gideceğiniz noktaya en kısa yoldan varmak olsun. Görevi tamamladıktan sonra kalan zamanda dilediğiniz kadar zombiyi öldürebilirsiniz.
Genel Yorum
Dead Rising 2 için, şu ana kadar oynadığım ve bana en çok keyif veren zombi temalı oyun diyebilirim. Özellikle, ortaya çıkan kombo silahlarla zombileri öldürmek bana çok büyük zevk verdi. Oyunda en çok hoşuma giden silah ise samurai kılıcı oldu. Üzerimize gelen onlarca zombiyi tek bir vuruşta paramparça etmek gerçekten çok keyifli =) Bunun haricinde, Dead Rising 2, görsel bakımdan son derece yeterli bir yapım olmuş. Karakter tasarlamaları biraz göze batsa bile, aynı kare içerisine yüzlerce karakteri sığdırmanın kolay bir iş olmadığını sizlere hatırlatalım. Yani Capcom yine elinden geleni yapmış. Daha iyisi belki olabilirmiş ama, herkesin PC sistemi de bilmem kaç bin dolarlık olmadığından bu görseller yeterli derecede iyi diyebiliriz. Oyundaki ses efektleri de son derece başarılı olmuş. Silahların çıkardığı motor sesleri, yada zombilerin iniltileri sürekli kulağınızın içinde yankılanıyor. Oyunda tek hoşuma gitmeyen şey ise yapay zeka oldu. Tamam zombilerde zeka olmaz ama, sadece bize saldırmaları da beni rahatsız etti. Tadımızdan mıdır nedir, hepsi bizi ısırmak istiyor =) Sonuç olarak, eğer bu tarz aksiyon macera türü oyunları seviyorsanız, Dead Rising 2’yi mutlaka edinmenizi öneririm. Ben korku oyunlarını sevmem gibi bir gerekçeniz varsa da silin onu kafanızdan. Size garanti ederim ki Dead Rising 2’yi oynarken, korkmak yerine daha çok güleceksiniz. Unutmayın...
|